Blog

  • 22 Mart Dünya Su Günü

    22 Mart Dünya Su Günü

    22 Mart Dünya Su Günü
    Yarının suyunu bugünden koruyalım

    Küresel iklim krizinin etkilerini en aza indirmek ve kuraklıkla mücadele etmek için çalışmalarını sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü,  2000 yılında yüzde 60 olan kayıp-kaçak seviyesini yıllardır süren içme suyu hattı çalışmaları sayesinde yüzde 27 oranına kadar düşürdü. 2024 yılında 151 kilometrelik içme suyu hattı yenilenirken, 507 kilometrelik yeni içme suyu şebekesi döşendi. Kentin geleceğini garanti almak için yeni su kaynaklarının yaratıldığı, mevcut kaynakların korunarak atık suların değerlendirildiği vurgulanırken, suyun tasarruflu kullanılması çağrısı yapıldı.  

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, küresel ısınma ve kuraklığa bağlı olarak yaşanabilecek muhtemel su sıkıntılarının önüne geçmek ve tüm yerleşim birimlerinde yurttaşların sağlıklı suya eşit olarak ulaşmasını sağlamak için önemli çalışmalar yürütüyor. Kentin geleceğini garanti alacak yeni su kaynakları yaratan, mevcut kaynakları koruyarak atık suları değerlendiren İzmir’in yerel yönetimi, 2024 yılında 150 kilometrenin üzerinde içme suyu şebekesi yenileyerek su kayıplarının ciddi oranda önüne geçti. Çevre yerleşimlerde özellikle yaz aylarında yaşanan su sıkıntısı çözülürken, yeni kuyular açıldı. İçme suyu şebekeleri ve su depoları yenilenerek yurttaşların sağlıklı su içmesi sağlandı. İZSU yetkilileri, kentin uzun yıllar su ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla kısa, orta ve uzun vadeli olarak önlemler aldıklarını hatırlattı.

    “Suyu tasarrufu kullanalım”
    Küresel iklim değişikliğinden etkilenecek kentlerin en başında gelen İzmir’de bilimsel çalışmalar ve araştırmalar doğrultusunda su tasarrufu ve yeni su kaynakları yaratma çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirten İZSU yetkilileri, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yalnız ulusal ölçekte değil, küresel ölçekte de büyük ve öncü çevre projeleri tasarladığını ve uyguladığını söyledi. İZSU Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen kullanılmış sular ve yağış sularının toplanarak uzaklaştırılması, geri kazanımı, içme sularının güvenli ve sağlıklı bir şekilde yurttaşlara ulaştırılması, su kaynakları ile deniz, göl, akarsu kıyılarının evsel ve endüstriyel etkenlerle kirlenmesinin önlenmesi ve İzmir’de sürdürülebilir su yönetimi anlayışının yaygınlaştırılması çalışmalarının bu anlamda önemine vurgu yapan yetkililer şöyle devam etti:
    “Küresel ısınmanın getirdiği susuzluk, dünyanın karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike. Tüm dünyada su giderek çok daha kritik bir önem taşıyor ve bu nedenle ‘sürdürülebilir, akıllı su yönetimi’ ön plana çıkıyor. Yeni yatırımlarımız devam ediyor ancak sınırlı kaynaklarımızı en etkin şekilde kullanmalıyız. Aldığımız önlemler ve oluşturduğumuz ilave su kaynakları ile kentimizde su sıkıntısı yaşamamak için örnek çaba gösteriyoruz. Ancak suyu tasarruflu kullanmak herkes için bir yaşam biçimi olmalı. İzmirli vatandaşlarımızı her zaman suyu tasarruflu kullanmaya davet ediyoruz”.

    Küresel ısınma tehdidine karşı İZSU neler yapıyor?

    • 2024-2025 yılları arasında 507 kilometre uzunluğunda yeni içme suyu şebekesi imalatı yapıldı.  
    • İlave su kuyusu açılarak yeni su kaynakları yaratıldı, su depoları yenilendi.   
    • Su kaçaklarını önlemek amacıyla eski tip sayaçlar yenilenerek faturalandırılamayan su kayıplarının önüne geçildi.
    • SCADA sistemi kullanılarak kentteki içme suyu kaynakları ve tesisleri bir kumanda merkezinden bilgisayar aracılığıyla izlenebiliyor. Oluşturulan izole sayaç bölgeleri uzaktan izlenerek içme suyu şebekesindeki basınç kontrol ediliyor, arıza tespit ve giderme çalışmaları ile su kayıpları azaltılıyor.
    • 2000 yılında yüzde 60 olan kayıp-kaçak seviyesi yıllardır süren içme suyu hattı çalışmaları sayesinde yüzde 27’ye kadar geriledi. Bu kapsamda 2024 yılında 151 km içme suyu hattı daha yenilenerek kayıp-kaçak azaltıldı. Bu çalışmalar 2025 yılında da hız kesmeden devam edecek.
    • İZSU Genel Müdürlüğü evsel, endüstriyel, tarım ve hayvancılık tesislerini denetleyerek gerekli önlemleri almasını sağlıyor. Kaçak yapılar tespit ediliyor, yapı yasağı olan alanlarda yıkım yapılması için denetimler sürdürülüyor.
    • Havza Koruma Planları ile su havzalarının bilimsel verilerle korunması sağlanıyor.
    • 2050 hedef yılı için İZSU tarafından hazırlanan İzmir İçme Suyu Master Plan Raporu doğrultusunda, Düvertepe, Başlamış, Çamlı, Değirmendere ve Bostanlı barajlarının yapımı için İZSU ile DSİ arasında protokol çalışmaları sürüyor.
    • Güzelbahçe ve Buca kuyularının kullanıma açılması için çalışmalar yürütülüyor. Göksu, Sarıkız ve Halkapınar’da yeni kuyular açılarak kente ilave su kaynağı kazandırılıyor.

    İzmir’in mevcut su kaynakları
    İZSU Genel Müdürlüğü, kente yılda 307 milyon metreküpün üzerinde su sağlıyor. Yılda 586 milyon metreküplük arıtma kapasiteli içme suyu arıtma tesislerine sahip İZSU’da 15 konvansiyonel, 40 paket arıtma tesisi bulunduruyor. İzmir’in içme suyu ihtiyacının yüzde 59’luk kısmını Göksu, Sarıkız, Çavuşköy, Halkapınar, Pınarbaşı, Sarnıç ve muhtelif sahalarda yer alan yer altı suyu kaynaklarından sağlıyor. Ayrıca 13 baraj ve gölet de yüzde 41’lik kısmı karşılıyor.  

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 50'si şiddetli su kıtlığı yaşıyor

    Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 50'si şiddetli su kıtlığı yaşıyor

    22 Mart Dünya Su Günü

    Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 50’si şiddetli su kıtlığı yaşıyor

    Türkiye suyunu korumazsa, gelecekte geri dönüşü olmayan bir krizle karşı karşıya kalabilir

    Suyun önemine dikkat çekmek, su kaynaklarının korunması konusunda farkındalık yaratmak için her yıl 22 Mart, Dünya Su Günü olarak anılıyor ve toplumu bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştiriliyor. İstinye Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bestami Özkaya, dünyada giderek artan su kriziyle ilgili görüşlerini paylaşarak alınması gereken önlemlerle ilgili uyarılarda bulundu. Özkaya’nın verdiği bilgilere göre, dünya üzerinde 2.2 milyar insan hala güvenli içme suyuna erişemiyor. Özkaya, su tasarrufunun bireylerden hükümetlere kadar herkesin sorumluluğunda olduğunu belirterek su tasarrufu konusunda alınabilecek önlemleri sıraladı. Türkiye’nin su verileriyle ilgili de bilgi veren Özkaya, “Suyumuzu korumazsak, gelecekte geri dönüşü olmayan bir krizle karşı karşıya kalabiliriz” diyerek bu konuya dikkat çekti.

    Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen Dünya Su Günü her yıl 22 Mart’ta su ile ilgili farkındalık çalışmaları yapılarak anılıyor. İnsanlığın en önemli kaynaklarından biri olan su, iklim kriziyle birlikte giderek daha da önem kazanıyor. Su kaynaklarını korumak, doğru kullanım ve tasarruf önlemleriyle mümkün. “Dünya, insanlığın sorumsuz üretim ve tüketim alışkanlıkları nedeniyle geri dönüşü olmayan bir eşiğe yaklaşıyor” diyen İstinye Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bestami Özkaya, bilim insanlarının artık yeni bir jeolojik çağa girdiğimizi belirttiğini söylüyor: ‘Antroposen Çağı’ ya da diğer bir ifadeyle ‘İnsan Çağı’. Bu çağ, insan faaliyetlerinin gezegen üzerinde kalıcı ve yıkıcı etkiler bıraktığı bir dönemi temsil ediyor. Peki, insanın doğa üzerindeki bu hakimiyeti nasıl bir geleceğe yol açıyor? Su krizi, Antroposen Çağı’nın neresinde duruyor? Dünyadaki su kaynaklarının mevcut durumu nedir? Temiz su kaynaklarını korumak neden bu kadar önemli? Su tasarrufu için neler yapılabilir? Prof. Dr. Bestami Özkaya, 22 Mart Dünya Su Günü vesilesiyle suyun önemini ve su kaynaklarını korumak için yapılması gerekenleri anlattı.

    1 milyar insan hala güvenli içme suyuna erişemiyor

    Dünyadaki su sorunuyla ilgili çarpıcı bilgiler veren Prof. Dr. Bestami Özkaya, şunları söyledi:

    “UNDP’nin 2020 yılında yayınladığı 30. İnsani Gelişme Raporu, bu gerçeği çarpıcı verilerle ortaya koyarken, çevresel unsurları ilk kez insani gelişmenin bir parçası olarak ele alıyor. Raporda, insanın doğanın düzenine uymak yerine kendi düzenini oluşturduğu ve bunun sonucunda doğal kaynakların kendini yenileme kapasitesini aştığı vurgulanıyor. Buna göre, dünya nüfusunun hızla artması ve iklim değişikliğinin etkileri, su kaynaklarını ciddi şekilde tehdit ediyor. 2.2 milyar insan hala güvenli içme suyuna erişemiyor. Bu, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 28’ine denk geliyor. 3.5 milyar insan güvenli şekilde yönetilen sanitasyon hizmetlerinden yoksun. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 50’si şiddetli su kıtlığı yaşıyor. Dünya nehir havzalarının yüzde 20’si, iklim değişikliğine bağlı olarak yüzey sularında hızlı değişimler yaşıyor. Bu, sel ve kuraklık olaylarının artmasına neden oluyor. Son 50 yılda buzulların kütlesi rekor düzeyde azaldı. Bu durum, tatlı su kaynaklarının geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor. Suyla ilgili afetler, afetlerden etkilenen insanların yüzde 90’ından fazlasını ve altyapı kayıplarının yüzde 95’ini etkiliyor. Bu veriler, su kaynaklarının ne kadar kritik bir durumda olduğunu gözler önüne seriyor. COP29 Deklarasyonu, bu sorunlara dikkat çekerek, suyun iklim değişikliğiyle mücadelede merkezi bir role sahip olduğunu vurguluyor.”

    Sulak alanların yüzde 85’i son 300 yılda yok oldu

    Temiz su kaynaklarını korumanının pek çok önemli nedeni olduğunun altını çizen Prof. Dr. Özkaya, “Temiz su kaynakları hem insan sağlığı hem de ekosistemlerin devamlılığı için hayati öneme sahip. Güvenli içme suyuna erişim, temel bir insan hakkıdır. Kirli su, kolera, tifo ve diğer bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden olur. Her yıl 485.000 kişi, kirli su kaynaklı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Ekosistemlerin korunması açısından da su kaynaklarını korumak önemli. Su kaynakları, tatlı su ve deniz ekosistemlerinin devamlılığı için kritik öneme sahiptir. Su kirliliği ve aşırı kullanım, biyolojik çeşitliliği tehdit ediyor. Örneğin, sulak alanların yüzde 85’i son 300 yılda yok oldu. Su, tarımın temelidir. Dünya genelinde tarım, toplam su kullanımının yüzde 70’ini oluşturuyor. Su kıtlığı, gıda üretimini doğrudan etkileyerek açlık ve yetersiz beslenme riskini artırıyor. Su, enerji üretimi, sanayi ve turizm gibi sektörler için vazgeçilmez bir kaynaktır. Su kıtlığı, ekonomik büyümeyi engelleyebilir ve yoksulluğu artırabilir. COP29 Deklarasyonu, su kaynaklarının korunmasının iklim değişikliğiyle mücadelede hem uyum hem de azaltım açısından kritik olduğunu vurguluyor” dedi.

    Havzalarda su kaynakları, kendini yenileme kapasitesini aşmış durumda

    Türkiye’deki su durumunu da değerlendiren Özkaya, “Ülkemiz, artan nüfus ve iklim değişikliği etkileriyle birlikte ciddi bir su kriziyle karşı karşıya. Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 2030’da 1.200 metreküpe, 2050’de ise 1.069 metreküpe düşmesi bekleniyor. Bu rakamlar, Türkiye’yi su kıtlığı yaşayan bir ülke konumuna getiriyor. Nehir havzalarına bakıldığında, 25 havzadan sadece dokuzunda su stresi bulunmuyor. Dört havza kesin kıtlık riski altındayken, beş havzada su seviyesi kıtlık düzeyinde ve yedi havzada su stresi yaşanıyor. Özellikle Marmara, Gediz ve Büyük Menderes gibi havzalarda su kaynakları, kendini yenileme kapasitesini aşmış durumda” dedi.

    Su kirliliği de ciddi bir sorun haline geldi

    Su kirliliğinin ciddi bir sorun haline geldiğini vurgulayan Özkaya, şunları söyledi:

    “Tarım, sanayi ve kentleşmenin yoğun olduğu bölgelerde su kirliliği de ciddi bir sorun haline geldi. Eğirdir Gölü, Tuz Gölü ve Gediz Deltası gibi sulak alanlar kirlilik tehdidi altında. Su kaynaklarının korunması ve verimli kullanımı için acilen modern sulama yöntemlerine geçiş, atık su geri kazanımı ve doğa temelli çözümlerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Türkiye’de tatlı suyun yüzde 73’ü tarımda kullanılıyor, ancak yaygın olarak uygulanan salma sulama yöntemi, suyun verimsiz kullanımına ve toprak erozyonuna neden oluyor. Modern sulama sistemlerine geçiş, su tasarrufu sağlarken tarımsal verimliliği de artırabilir. Sanayi ve kentsel alanlarda ise atık su geri kazanım projeleri ve su kayıplarının önlenmesi büyük önem taşıyor. Özellikle yağmur suyu hasadı gibi doğa temelli çözümler, su kaynaklarını çeşitlendirerek kuraklık riskine karşı etkili bir koruma sağlayabilir. Türkiye, su politikalarında reforma giderek havza bazlı yönetim planları ve Su Şurası kararlarıyla adımlar atmaktadır. Ancak hedeflenen sürdürülebilir su yönetimine ulaşmak için daha fazla çaba gerekiyor. Suyumuzu korumazsak, gelecekte geri dönüşü olmayan bir krizle karşı karşıya kalabiliriz.”

    Su tasarrufu yapılmazsa sağlıkla, ekonomiyle ilgili sorunlar baş gösterebilir

    “Kuraklık, su kaynaklarının azalmasına neden olan en büyük tehditlerden biri” diyen Prof. Dr. Özkaya, su tasarrufu yapılmadığı takdirde meydana gelebilecek sorunlarla ilgili ise şunları söyledi: 

    “İklim değişikliği, kuraklık olaylarının sıklığını ve şiddetini artırıyor. Su tasarrufu yapılmazsa, şu sorunlar kaçınılmaz hale gelebilir: Su kıtlığı, tarım üretimini düşürerek gıda fiyatlarının artmasına ve gıda güvensizliğine neden olabilir. Hidroelektrik santraller, suya bağımlıdır. Su kaynaklarının azalması, enerji üretimini olumsuz etkileyebilir. Su kıtlığı, özellikle kırılgan bölgelerde göçlere ve çatışmalara yol açabilir. Örneğin, Orta Doğu ve Afrika’da su kaynakları üzerindeki rekabet, bölgesel istikrarsızlığı artırıyor. Su kıtlığı, temiz suya erişimi daha da zorlaştırarak salgın hastalıkların yayılmasına neden olabilir. COP29 Deklarasyonu, su tasarrufunun önemine dikkat çekerek, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi için entegre yaklaşımların benimsenmesini öneriyor.”

    Su tasarrufu, bireylerden hükümetlere kadar herkesin sorumluluğunda

    Hükümetlerden bireylere kadar herkesin su tasarrufu konusunda yapması gerekenlerin olduğunu belirten Özkaya “Su tasarrufu, bireylerden hükümetlere kadar herkesin sorumluluğundadır” diyerek sürdürülebilirlik için alınması gereken acil önemleri anlattı:

    “Hükümetler, şirketler, bireyler herkes bu konuda çaba göstermelidir. Hükümetler; Entegre Su Kaynakları Yönetimi (IWRM) gibi su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi için entegre yaklaşımlar benimsemeli. Sulak alanların restore edilmesi, yağmur suyu hasadı gibi doğa temelli çözümleri (NbS) desteklemeli. Kuraklık ve sel gibi suyla ilgili afetlere karşı erken uyarı sistemleri geliştirmeli. Su kirliliğini önlemek için su kalitesi izleme sistemleri kurulmalı. Şirketler, üretim süreçlerinde su kullanımını azaltacak teknolojilere yatırım yapmalı. Atık suların arıtılarak yeniden kullanılması teşvik edilmeli. Tarım sektöründe damla sulama gibi su tasarrufu sağlayan yöntemler yaygınlaştırılmalı. Bireyler de aldıkları önlemlerle su tasarrufuna katkı sunabilir. Örneğin, evlerde su tasarruflu musluklar, duş başlıkları ve tuvaletler kullanılmalı. Suyun değeri konusunda farkındalık artırılmalı, israf önlenmeli. Bahçe sulama gibi ihtiyaçlar için yağmur suyu kullanılmalı. Kentsel dönüşüm uygulamalarında yaygınlaştırılmalı.”

    Teknolojinin sunduğu çözümlerden de yararlanılabilir

    Su tasarrufu için teknolojinin sunduğu çözümlerden de yararlanılabileceğine dikkat çeken Özkaya, COP29 Deklarasyonu ve UNDP 2020 raporu verilerini aktardı:

    “COP29 Deklarasyonu, suyun iklim değişikliğiyle mücadelede merkezi bir role sahip olduğunu vurgulayarak, küresel su güvenliği için somut adımlar atılmasını hedefliyor. Deklarasyon, su kaynaklarının korunması, suyla ilgili afetlerin önlenmesi ve su tasarrufunun teşvik edilmesi için uluslararası iş birliğini güçlendirmeyi amaçlıyor. Ayrıca, Bakü Su Diyaloğu gibi platformlarla suyla ilgili iklim eyleminin sürekliliğini sağlamayı hedefliyor. UNDP’nin 2020 İnsani Gelişme Raporu, insanın doğa üzerindeki hakimiyetinin ekolojik dengeyi nasıl tehdit ettiğini açıkça ortaya koyuyor. Raporda, “doğal kaynakların kendini yenileme kapasitesini aşan tüketim alışkanlıklarımız, gezegenin sınırlarını zorluyor” ifadesi, su krizinin boyutlarını anlamak için çarpıcı bir uyarı niteliğinde. Yeni bir fırsat olarak, yapay zekâ (AI), makine öğrenmesi (ML) ve büyük veri (big data) gibi yenilikçi teknolojilerin, su yönetimine entegrasyonu fırsat oluşturabilir. Özellikle su kayıp-kaçaklarının azaltılması, su kalitesinin izlenmesi ve kuraklık yönetimi gibi alanlarda bu teknolojiler, daha verimli ve sürdürülebilir çözümlerin önünü açabilir. Ancak, teknolojinin sunduğu çözümlerin yanı sıra, derin öğrenme modelleri gibi AI sistemlerinin eğitimi sırasında kullanılan büyük veri merkezlerinin soğutma ihtiyacı, su kaynakları üzerinde yeni bir baskı oluşturuyor! Örneğin, bir AI modelinin eğitimi sırasında ciddi miktarlarda su tüketilebiliyor. Bu durum, teknolojinin sunduğu fırsatlar kadar, sorumlu kullanımının da ne kadar kritik olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Suyun geleceği hem doğayla uyumlu politikalar hem de teknolojinin akıllıca entegrasyonuyla şekillenecek. Unutmayalım: Su, sadece bir kaynak değil, yaşamın ta kendisidir.”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Buca'nın kent belleği gün yüzüne çıkıyor

    Buca'nın kent belleği gün yüzüne çıkıyor

    Buca’nın kent belleği gün yüzüne çıkıyor
    – Başkan Görkem Duman, Kent Belleği Sergisi için çağrısını yineledi

    Buca Belediyesi, ilçenin tarihi ve kültürel mirasını yansıtan nesnelerin yer alacağı Kent Belleği Sergisi için bağış toplamayı sürdürüyor. Pembe Köşk’te hayata geçecek sergi için vatandaşlara çağrısını yineleyen Buca Belediye Başkanı Mimar Görkem Duman, “Gelin, Buca’mızın geçmişini hep birlikte geleceğe taşıyalım” dedi.

    Buca Belediyesi, geçmişe dair hatıralara sahip çıkarak toplumsal birlikteliğin inşasına katkı koyan bir projeye imza attı. Buca’nın tarihi köşklerinden biri olan Pembe Köşk’te can bulacak Kent Belleği Sergisi kapsamında, anı değeri yüksek, Buca’nın tarihine dokunacak objeler toplanmaya başlandı. Yakın zamanda hizmete açılması planlanan sergi için vatandaşlara çağrısını yineleyen Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, “Vatandaşlarımızdan anı değeri yüksek, Buca’mızın tarihine dokunacak objelerini bağışlamalarını bekliyoruz. Gelin, Buca’mızın geçmişini hep birlikte geleceğe taşıyalım” diye konuştu.

    DÖNEM MATERYALLERİ TOPLANIYOR
    Buca Belediyesi, sergi kapsamında vatandaşlardan Buca’ya ve Buca’daki yaşama dair her türlü materyali, geçmiş dönemde tarımda, hayvancılıkta, gündelik yaşamda kullanılan araç ve gereçleri, dönem kıyafetlerini, fotoğraf, kartpostal, mektup, harita, çizim, resim gibi her türlü yazılı ve görsel belgeyi bağış olarak kabul ediyor.

    Buca Belediyesi’nden yapılan açıklamada, bağışta bulunmak isteyen vatandaşların,  Erdem Caddesi numara 92’de bulunan Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü’ne bağışlarını teslim edebilecekleri;  439 10 10 (Dahili 2410) nolu telefon hattını arayarak da detaylı bilgi alabilecekleri açıklandı.

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Şehir Tiyatroları Mevlana İdris'i oyunuyla yad etti

    Şehir Tiyatroları Mevlana İdris'i oyunuyla yad etti

    Kocaeli Şehir Tiyatroları, Mevlana İdris’i anma programında “Radyo Tiyatrosu: Mevlâna İdris’ten Masallar” adlı oyunu sahneledi

     

    Şehir Tiyatroları Mevlana İdris’i oyunuyla yad etti

     

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, geçtiğimiz sezon sahneye taşıdığı “Radyo Tiyatrosu: Mevlâna İdris’ten Masallar” adlı oyunu bu kez İstanbul’da öğrenciler ile buluşturdu. Etkinlikte sahnelenen oyun izleyenlerden büyük alkış aldı.

     

    MEVLANA İDRİS’İN ANISI YAŞATILIYOR

    Çocuk edebiyatının önemli kalemlerinden olan ve 2022 yılında yaşamını yitiren şair ve yazar Mevlana İdris Zengin’in anısı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu tarafından yaşatılıyor. Geçtiğimiz sezon Mevlana İdris Zengin’in vefat yıldönümünde sahnelenen ve seyirciler tarafından tam not olan bu özel proje, İstanbul’da bulunan bir özel okul öğrencileri ile buluşturuldu.

     

    OYUN İSTANBUL’DA ÇOCUKLARLA BULUŞTU

    İstanbul’daki bir özel okul tarafından düzenlenen Mevlâna İdris’i anma programına özel olarak davet edilen Kocaeli Şehir Tiyatroları, oyunu öğrencilerle buluşturdu. Etkinlikte sahnelenen oyun izleyenlerden büyük alkış aldı. Merhum Mevlana İdris’in yazdığı hikâyelerden “Bulut Çocuk”, “Tuz” ve “Behram Geri Dön” adlı üç masalın seslendirildiği performans, çocukları ve yetişkinleri eşsiz bir sanatsal yolculuğa çıkardı.

     

    SAHNEDE EŞSİZ BİR DENEYİM YAŞANDI

    Radyo tiyatrosu, görselliğin olmadığı ve yalnızca ses kullanılarak icra edilen bir sanat türüdür. Ancak Kocaeli Şehir Tiyatroları bu geleneği sahneye taşıyarak, izleyicilerin canlı ses efektleri eşliğinde izleyerek dinlediği yenilikçi bir format sundu. Mevlâna İdris eserleriyle Kocaeli Kitap Fuarı’nda da çocukların gönlünde taht kurmuştu. Usta kalemin anısını sahnede yaşatmaya devam eden Kocaeli Şehir Tiyatroları, çocukluğumuzun “Radyo Tiyatrosunu” görsel ve işitsel hafızayla sahneye taşıyor.

     

    MEVLÂNA İDRİS KİMDİR?

    Mevlâna İdris Zengin, 15 Mart 1966’da Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde doğdu. 1989 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. İkindi Yazıları, Diriliş, Dergâh, Albatros, Geniş Zamanlar ve Gerçek Hayat gibi birçok dergi ve gazetede şiir, hikâye ve denemeleri yayımlandı. Çocuk edebiyatı alanında çok sayıda kitap kaleme alan Mevlâna İdris, 7 Haziran 2022 yılında kalp rahatsızlığı sonucu vefat etti.

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Mahmut Görgen'den Universal Vibes Albümü: İlk Klip 'Eledim Eledim' Yayında!

    Mahmut Görgen'den Universal Vibes Albümü: İlk Klip 'Eledim Eledim' Yayında!

    Türk DJ ve aranjör Mahmut Görgen, müzikseverleri yepyeni albümü “Universal Vibes” ile buluşturdu. Sekiz şarkıdan oluşan bu özel albüm, dinleyicilere elektronik müzik ve deep house tınılarıyla eşsiz bir yolculuk vaat ediyor. Albümün ilk klibi “Eledim Eledim” ise 18 Mart’ta müzikseverlerle buluştu!

    Tarihe Saygı, Müziğe Tutku

    18 Mart, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarından biri olan Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü… Bu anlamlı günde yayınlanan “Eledim Eledim”, Mahmut Görgen’in müziğe kattığı modern dokunuşlarla geçmiş ile geleceği harmanlıyor.

    Şarkının vokallerinde ve klibin yönetmen koltuğunda ise yetenekli isim Fatih Doğukan Yılmaz yer alıyor. Mistik atmosferi ve güçlü sahne görselleriyle dikkat çeken klip, izleyicilere görsel ve işitsel bir şölen sunuyor.

    “Universal Vibes” ile Ritme Kapılın!

    Mahmut Görgen’in “Universal Vibes” albümü, house ve elektronik müzik tutkunlarına hitap eden dinamik parçalarla dolu. Sanatçının imzasını taşıyan bu albüm, enerjik ve özgün tarzıyla müzik dünyasında yeni bir soluk olacak.

    Albümü dijital platformlardan dinleyebilir, “Eledim Eledim” klibini izleyerek bu müzikal serüvene ortak olabilirsiniz! 

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Nevruz, kültürümüzün ayrılmaz parçasıdır

    Nevruz, kültürümüzün ayrılmaz parçasıdır

    Kocaeli, Nevruz’u 7’den 70’e büyük bir coşkuyla karşıladı;

    Başkan Büyükakın: “Nevruz, kültürümüzün ayrılmaz parçasıdır”

     

    Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın, doğanın uyanışı ve baharın müjdecisi Nevruz Bayramı kutlama programında yaptığı konuşmasında, “Nevruz bizim kültürümüzün ayrılmaz parçasıdır” diyerek etkinliğe katılanlara birlik ve barış mesajı verdi.

     

    BİRLİK VE BERABERLİK PAYLAŞILDI

    Kocaeli, bu yıl Nevruz’un büyüsünü büyük bir coşkuyla yaşadı. Kocaeli Valiliği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Üniversitesi ve Kocaeli Kent Konseyinin ortak düzenlediği etkinlik, şehri adeta bir bayram havasına bürüdü. Doğanın uyanışını, baharın gelişini ve eski Türk geleneklerini simgeleyen Nevruz, bu özel günün anlamını yansıtan renkli gösteriler ve etkinliklerle kutlandı. Kutlamalar ilk olarak Nevruz yürüyüşü ile başladı.

     

    PROTOKOL ÜYELERİ KATILIM SAĞLADI

    Merkez Bankası önünden başlayan yürüyüş, Kent Meydanı’na kadar Mehteran eşliğinde coşkuyla gerçekleştirildi. Programa; Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, AK Parti Kocaeli Milletvekili Prof.Dr.Sadettin Hülagü, Deniz Eğitim-Öğretim ve Garnizon Komutanı Tümamiral Hüseyin Tığlı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın, Kocaeli İl Emniyet Müdürü Faruk Karaduman, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Nuh Zafer Cantürk, AK Parti Kocaeli İl Başkanı Dr.Şahin Talus, Kocaeli İl Kültür ve Turizm Müdürü Fatih Taşdelen, Kocaeli Kent Konseyi Başkanı Kadir Çetin, AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar katılarak Nevruz coşkusunu paylaştı.

     

    “NEVRUZ KÜLTÜRÜMÜZÜN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR”

    Nevruzun önemine değinen Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın, “Nevruz bizim kültürümüzün ayrılmaz parçasıdır. Bu tür kutlamalar aslında milletlerin tarihleri boyunca onların bir arada kalması için bir değerdir. Siz baharı bir güzelliğin başlangıcı olarak görmeye başladığınızda, zihninizi ona göre kodladığınızda beraberinde güzellikler getirecektir. Hayata güzellikle baktığımızda hayata pozitif yaklaştıkça hayat da beraberinde güzelleşecektir. Hayat dediğimiz şey bizim birbirimize hitap etme şeklimizdir. İletişim kurmamızdır. Olup biteni güzelleştirecek olan önce insan. Hayat da onunla birlikte güzelleşecek” dedi.

     

    “NEVRUZUMUZ KUTLU OLSUN”

    Kocaeli Valisi İlhami Aktaş ise, “Milli Kültürümüzün en önemli bayramını kutluyorum. Nevruz bayramımız kutlu olsun. Baharın uyanışını temsil eden bu günü Milli tarihimizi hatırlayıp bu birliği beraberliği korumasını temenni ediyorum. Başta kardeş devletlerden gelen misafir öğrencilere özellikle teşekkür ediyorum” dedi.

     

    KENT MEYDANI’NDA NEVRUZ ATEŞİ YAKILDI

    Vatandaşlar, renkli yürüyüşü büyük bir ilgiyle izlerken, şehrin her köşesinden katılanlar etkinliğe de neşe kattı. Yürüyüşün son bulduğu İzmit Kent Meydanı’nda önce “Gujan Ensamble Kafkas Halk Oyunları Ekibi” ve “Kazakistan Dans Topluluğu” sahne alarak izleyenlere unutulmaz anlar yaşattı. Dans gösterilerinin ardından protokol üyeleri tarafından Nevruz’un sembolü olan ateş yakıldı. Ardından geleneksel Nevruz ritüelleri olarak semeni sunumu yapıldı, demir dövüldü ve yumurtalar tokuşturuldu.

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Aydın Büyükşehir Belediyespor, Aleksandra Rasinska ile yeniden anlaştı

    Aydın Büyükşehir Belediyespor, Aleksandra Rasinska ile yeniden anlaştı

    Aydın Büyükşehir Belediyespor, Aleksandra Rasinska ile yeniden anlaştı

    Vodafone Sultanlar Ligi’nde mücadele eden Aydın Büyükşehir Belediyespor,
    yeni sezon transfer çalışmalarına başladı. Mavi-beyazlılar, ilk olarak
    iç transferde Aleksandra Rasinska ile yeniden anlaştı.

    TÖRENE BAŞKAN MERSİN DE KATILDI

    Aydın Büyükşehir Belediyespor Kulübü Başkanı Polat Bora Mersin’in
    katıldığı törenle 27 yaşındaki tecrübeli oyuncu, sözleşmeyi imzaladı.
    Kulüpten yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Aleksandra
    Rasinska ile yola devam! Değerli pasör çaprazımız Aleksandra Rasinska,
    yeni sezonda da mavi-beyazlı formamız için mücadele edecek!”

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Nilüfer Belediyespor ligde emin adımlarla ilerliyor

    Nilüfer Belediyespor ligde emin adımlarla ilerliyor

    Nilüfer Belediyespor ligde emin adımlarla ilerliyor

    THF Erkekler Süper Ligi’nde evinde Mihalıççık Belediyespor Erkek Hentbol Takımı ile karşılaşan Nilüfer Belediyespor Erkek Hentbol Takımı, rakibini 37-25 mağlup ederek, zirve takibini sürdürdü.

    Türkiye Hentbol Federasyonu (THF) Erkekler Süper Ligi 21. hafta maçında Nilüfer Belediyespor Erkek Hentbol Takımı, Mihalıççık Belediyespor Erkek Hentbol Takımı’nı ağırladı. Nilüfer Belediyesi Üçevler Spor Tesisi’nde oynanan karşılaşmayı Nilüfer Belediyesi Başkan Vekili Resul Tarman, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, Nilüfer Belediyespor Başkanı Muharrem Or ve Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in eşi Nuray Özdemir de izleyerek, destek verdi.

    Ligde başarılı mücadelesini sürdüren Nilüfer Belediyespor Erkek Hentbol Takımı, bu maça da iddialı başladı. Maçta oyun üstünlüğünü kuran ev sahibi takım, ilk yarıyı 19-12 önde tamamladı. Başarılı performansını ikinci yarıda da sürdüren Bursa temsilcisi, maçtan 37-25’lik skorla galip ayrıldı.

    Elde ettiği galibiyetlerle istikrarlı çıkışını sürdüren Nilüfer Belediyespor Erkek Hentbol Takımı ligin 22. haftasında deplasmanda Rize Belediyespor Erkek Hentbol Takımı ile karşılaşacak. 

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Büyükşehir belediyesi çocuk gelişim merkezi öğrencilerinden didim huzurevi sakinlerine sürpriz ziyaret

    Büyükşehir belediyesi çocuk gelişim merkezi öğrencilerinden didim huzurevi sakinlerine sürpriz ziyaret

    Büyükşehir belediyesi çocuk gelişim merkezi öğrencilerinden didim huzurevi sakinlerine sürpriz ziyaret
    Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu tarafından 7’den 70’e her yaştan vatandaşa yönelik gerçekleştirilen hizmetler devam ediyor.

    Büyükşehir Belediyesi Çocuk Gelişim Merkezi öğrencileri, Büyükşehir Belediyesi Didim Huzurevi sakinlerini ziyaret etti. Küçük Şekerler Çocuk Gelişim Merkezi’nin minik öğrencilerinin sürpriz ziyareti ile huzurevi sakinleri unutulmaz bir gün yaşadı.

    Büyükşehir Belediyesi Çocuk Gelişim Merkezi’nde hazırladıkları hediyeler ile birlikte yaşlıları ziyaret eden minik öğrenciler, şirinlikleri ile huzurevine renk kattı. Minik öğrenciler ve huzurevi sakinleri gün boyunca birlikte oyunlar oynadı, şarkılar söyledi, danslar etti. Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı’nın da eşlik ettiği etkinlikler hem minikler hem de yaşlılar için güzel anılarla dolu bir gün oldu.

    Hizmetlerden ve etkinliklerden memnun olduklarını belirten Büyükşehir Belediyesi Didim Huzurevi sakinleri, Başkan Çerçioğlu’na teşekkür etti.

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Maarif Orkestrası ve Halk Dansları Topluluğu, Öğretmenleri Kültürel Bir Yolculuğa Çıkarıyor

    Maarif Orkestrası ve Halk Dansları Topluluğu, Öğretmenleri Kültürel Bir Yolculuğa Çıkarıyor

    Maarif Orkestrası ve Halk Dansları Topluluğu, Öğretmenleri Kültürel Bir Yolculuğa Çıkarıyor
    2024 yılında Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde kurulan ve 15 farklı ilde gerçekleştirilen Maarif
    Orkestrası ve Halk Dansları Topluluğu, yüzlerce öğretmeni kültürel bir yolculuğa çıkarıyor. Bu proje,
    öğretmenlerin bireysel ve meslekî gelişimlerini desteklemenin yanı sıra, öğrencilere ve öğretmenlere
    sanatsal açıdan katkı sunarak değerler eğitimini kazandırmayı amaçlıyor. Millî değerlerin
    aktarılmasında sanat ve kültürün eğitimdeki rolünü yeniden şekillendiren bu proje, öğretmen ve
    öğrencilerin bireysel ve toplumsal gelişimlerini desteklemeyi hedefliyor.
    Maarif Halk Dansları Topluluğu ile Geleceğin Sanatçıları Yetişiyor
    Çeşitli branşlardan binin üzerinde öğretmenden oluşan Maarif Halk Dansları Topluluğu, halk
    oyunlarını tanıtmak ve öğretmek amacıyla hem ulusal hem de uluslararası platformda eğitimler
    düzenleyerek etkinlikler organize ediyor. Geleceğin liderlerini ve sanatçılarını yetiştiren öğretmenler;
    sanat aracılığıyla toplumun kültürel bağlarını güçlendiriyor, geçmişin değerlerini ve kimliğini geleceğe
    taşıyor. Öğretmenlerin yalnızca meslekî becerilerini değil, aynı zamanda kültürel sorumluluklarını da
    pekiştirerek toplumun köklerine sahip çıkmalarını sağlıyor. Henüz 54 dansçı ve 3 koordinator
    öğretmenden oluşan ekip, yakın tarihte gençler ve çocuklarla da çalışarak “Maarif Öğretmen Halk
    Dansları Topluluğu”, “Maarif Gençlik Halk Dansları Topluluğu”, “Maarif Çocuk Halk Dansları
    Topluluğu” ve “Maarif Özel Eğitimli Halk Dansları Topluluğu” oluşturmayı hedefliyor. Çalışmalar, salı
    ve perşembe günleri Dr. Cavit Özyeğin İlkokulunda gerçekleştiriliyor.
    Her Notayla Geçmişten Geleceğe Bir Hikâye Anlatan Maarif Orkestrası
    Yüzlerce müzik öğretmeninin Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği ve Klasik Batı Müziği repertuvarıyla
    ülkemizin kültürel zenginliklerini sergileyen Maarif Orkestrası, öğretmenlerin sanatçı kimliklerini ön
    plana çıkararak eğitimde bir dönüşüm başlatmayı hedefliyor. Bu süreçte öğretmenler, değerler
    eğitimiyle hem öğrenen hem de öğreten rollerini sanatla taçlandırarak topluma ilham veriyor ve
    ülkemizin geleneksel zenginliğine ait eserleri icra ediyor. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında
    yüzlerce öğretmene ulaşan Maarif Orkestrası, yakın gelecekte gençler ve çocuklarla da çalışarak
    “Maarif Öğretmen Orkestrası”, “Maarif Gençlik Orkestrası”, “Maarif Çocuk Orkestrası”, “Maarif Özel
    Eğitimli Birey Orkestrası”, “Maarif Öğretmen Korosu”, “Maarif Gençlik Korosu”, “Maarif Çocuk
    Korosu”, “Maarif Özel Eğitimli Birey Korosu” ve ‘’Maarif Anne Çocuk Korosu’’ gibi yeni topluluklar
    kurmayı amaçlıyor. Saz çalan 35, koroda 24, 1 koordinatör ve 1 şef olmak üzere toplam 61
    öğretmenden oluşan ekip, aralık ayından bu yana her çarşamba Atatürk Lisesi Konferans Salonunda
    çalışmalarını sürdürüyor.
    Geçmişin Değerlerini Geleceğe Taşımaktan Büyük Gurur Duyuyoruz
    İzmir İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, Maarif Orkestrası ve Halk Dansları Topluluğu ile
    öğretmenlerin eğitimci kimliklerinin yanı sıra, sanatçı kimlikleriyle de topluma ilham verdiğini
    belirterek şu ifadeleri kullandı: “Maarif Orkestrası ve Halk Dansları Topluluğu, öğretmenlerimizin
    meslekî gelişimlerini desteklemenin yanında kültürümüzün ve değerlerimizin geleceğe taşınmasında
    da kritik bir rol üstleniyor. Bu proje, öğretmenlerimizi sanatsal bir yolculuğa çıkarırken geçmişten
    günümüze uzanan bir köprü kuruyor ve geleneksel zenginliğimizi birer nota, birer dans adımıyla
    bizlere yaşatıyor. Böylelikle öğretmenlerimiz sadece bilgi veren değil, aynı zamanda kültürümüzü
    yaşatan birer elçi oluyor. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, yüzlerce öğretmene ulaşan
    ‘Maarif Orkestrası ve Halk Dansları Topluluğu’ ile öğretmenlerimizi sanatla buluştururken
    evlatlarımızın da bu mirası devralmalarını sağlıyoruz. İzmir eğitim ailesi olarak geçmişin değerlerini
    geleceğe taşıma yolculuğunun bir parçası olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. Hep birlikte daha nicebaşarılı projelere imza atacağımıza olan inancımızla bu topluluğun her bir adımını desteklemeye
    devam edeceğiz.”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı