Kategori: Sağlık

Sağlık haberlerini ve tıptaki gelişmeleri takip edebileceğiniz haber kategorisi.

  • Kamagra jel kullanımı

    Kamagra jel kullanımı

    Kamagra jel kullanımı ile çok pratik bir üründür. Kamagra jeli cinsel ilişkiden 10- 15 dakika önce kullanılması gereken bir üründür. Cinsel ilişkiden sonra etkisi geceleri aşabilmektedir. Alkol ile kullanımı sorun yaşatabilmektedir. Kamagra jel bu yüzden alkolsüz bir içecekle kullanılmalıdır. Kamagra jel yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıkları gibi yan etki denebilecek sorunlara neden olabilmektedir. Bu yüzden kalp hastalarının düşük dozlarda kullanımı tavsiye edilmektedir.

    Kamagra jel doğru kişiler tarafından doğru bir şekilde kullanıldığında çok etkili olabilen bir üründür. Kamagra jel içerisinde sildenafil içerdiğinden dolayı sildenafil eğer alerjiniz varsa Kamagrayı kullanmamanızı tavsiye ederiz. Kamagra jel gerçekten de piyasada ki en etkili cinsel performans ürünlerinden birisidir. Kamagra jel Gaziosmanpaşa eczanelerinde de bulunabilmektedir.

    Kamagra jel satış

    Türkiye de çokça Kamagra jel satış noktası bulunmaktadır. Kamagra jel çok kolay bulunabilen bir üründür. Ancak son zamanlar da sahteleri ortaya çıkmış ve bu da bu piyasaya karşı bir güvensizlik yaratmıştır. Kamagra jel 50 lira civarında satılmaktadır. Sitemiz üzerine çok uygun fiyatlara, çok uygun kampanyaları satın alabilirsiniz. Kamagra jel hem sertleştiren hem de geciktiren bir üründür. Bu zaman kadar birçok erkek ve kadın Kamagra jel sayesinde harika geceler geçirmiştir ve birçok cinsel sorunundan kurtulmuştur. Kamagra jel eczaneler de rahatlıkla bulabileceğiniz harika bir üründür. Kamagra jel Şişli eczanelerinde de bulunabilen bir üründür. Kamagra jel fiyat kampanyaları için hemen tıkla.

    Kamagra jel yan etkisi

    Kamagra jel yan etkisi açısından incelendiğinde, yan etkileri kısa üren bir üründür. Kamagra jel cinsel ilişki sonrasında bulanık görme, mide bulantısı, mide ekşimesi, baş ağrısı ve baş dönmesi, penis ağrısı, kızarıklık ve kaşıntı gibi yan etki denebilecek sorunlara neden olabilmektedir. Kamagra oral yoldan alına bir jeldir. Kamagra alkol ile alındığında sorun yaratabilen bir jeldir. Kamagra gerçekten de müthiş bir üründür. Bu ürün unisex bir üründür. Bu sebeple onu hem kadın hem erkek kullanabilmektedir. Bizce en güzle Kamagra jel kullanımı da budur. Her iki tarafta cinsel ilişki öncesinde bu ürünü kullanmalıdır. Kamagra jel Beyoğlu eczanelerinde de bulunabilen bir üründür.

  • Doğum Haritası Hesaplama

    Doğum Haritası Hesaplama

    Ephemerisler (gök günlüğü) belirli bir tarih için Güneş ve gezegenlerin bulunduğu yerleri izlemeye yarayan teknik verilerden oluşur. Bu tabloları inceleyerek, burçların konum ve derecelerini görebilirsiniz yine de, gerek harita çizmek ve gerekse anlamlandırmak konusunda çaresiz kalabilirsiniz. Haritadaki sembollerin okunması yalnızca yeterli astroloji bilgisine sahip kişilerce yapılması mümkün olan zor ve karmaşık bir iştir. Bu alanda uzman bir astrologtan ücretli hizmet alabilir ya da internet sitemizin doğum haritası analiz aracını kullanabilirsiniz.

    Doğum haritalarıyla çalışırken gerekli olan verilerin doğruluğu kesin bir öneme sahiptir ki, özellikle burç değişim günlerinde bazen üç beş dakikalık yanlışlığın bile tüm harita hesaplamasını yanlış çıkaracağını bilmek gerekir. Doğum haritalarının oluşturulabilmesi ve açıklamalarının yapılabilmesi için, doğum tarih ve saatinin net olarak bilinmesi şartı vardır. astroasis.com sitemizde ücretsiz olarak hizmet verdiğimiz doğum haritası hesaplama servisi de, yıl, ay, gün, saat ve dakika olarak gireceğiniz bu verilere göre kişiye özel doğum haritası sonucunu anlamlarıyla beraber vermektedir.

    Epeyce zaman önce astroloji meraklılarının ephemeris aracılığıyla uzun uğraşılardan sonra çıkardıkları doğum (natal) haritalarını, günümüzde teknolojinin de yardımıyla saniyeler içerisinde çıkarmak ve oldukça detaylı yorumlarını görüntülemek mümkün hale geldi.

    Yıldızların konumları zamana göre değişse de, kişiye özel natal haritalar belli bir ana özel uzayın bir resmi olduğu için sabittir.

    Uzman bir astrolog olmamanız halinde de şahsınıza ait son derece detaylı astroloji haritanızı çıkarabilirsiniz. Haritanızı çıkarmak için doğum gününüze ilişkin tarih ve saat verilerini ve doğduğunuz yerin enlem/boylam bilgilerini forma girmeniz yeterli. Hesapla butonunu tıkladığınız anda hemen haritanızı görüntüleyebilirsiniz.

    İnternet üzerinde oldukça fazla doğum haritası hizmetiyle karşılaşıyoruz. Bu servislere göz attığımızda, bir kısmının sadece astroloji işaretlerini gösterdiğini, fakat bu sembollerin hangi doğrultuda yorumlanması gerektiğini herkese göre anlaşılır şekilde ortaya koymakta yetersiz kaldığını görüyoruz. Halbuki yeterince astroloji bilmeyenler yorumlu doğum haritası sonuçlarını görmek isterler. Bu bilinçle bizler de astroasist.com olarak detaylı yorumları içeren bir doğum haritası uygulaması yayında kalmaya devam ediyoruz.

    Astrolojik harita hesabı yapmak uzmanlık gerekliliği içeren, oldukça karmaşık bir işlemdir. Bundan dolayı astrolog olmayan bir kişinin kendi doğum anına ait yıldız haritasını çıkarması, gereken astrolojik donanımlara sahip olunmadığı sürece imkan dahilinde değildir. Sevindirici haber şu ki, teknolojik destek sayesinde bütün hesaplamaları sizin yerinize yapabilecek bilgisayar destekli yazılımlar oluşturulmuştur. Biz de sitemizi kişisel doğum haritanızı kolayca çıkarmanız için tasarladık.

    Astrolojik açıların yoruma muhtaç kısımları olmakla beraber, esasen genelde aynı anlamları verir. Bundan dolayı yüzde yüz olmamakla birlikte aynı kişiye ait farklı doğum haritası sonuçları bir birleri ile örtüşür.

    Astrolojik natal harita bir kişinin doğum saatinde bulunduğu coğrafi konuma göre astrolojik manada etkisi olan gezegenlerin bulunduğu yerleri görmemize olanak sağlayan bir haritadır.

    En basit tarifiyle ücretsiz natal (doğum) haritalar astrologların deneyim ve bilgilerinin teknoloji yardımıyla özel yazılımlara aktarılmış türüdür.

    Yükselen Burç Hesaplama Sistemi Ücretsiz Analiz

    1. Eve yerleşen burcun ne mana taşıdığı ve karakter üzerindeki etkileri, hesaplama işleminden ele geçen sonuçla birlikte verilmektedir. Bu ilk evin önemi genelde takip edilen Güneş burcundan bile fazladır diyerek belki de doğru söylemiş oluruz. Çünkü haritadaki birinci ev tespit edildiğinde tüm ev konumlarının detayları da bulunabilecek demektir. Harita okumalarında öngörüler mutlak surette 1. Evde konumlanan burca göre yapılır. Bu da yükselenin önemini ortaya çıkaran en önemli bilgidir aslında. Şehir ve doğum saatinize ilişkin bilgilerle muhakkak yükseleninizi tespit edin veya ettirin. Bu hesaplama, kendinizi daha iyi tanımanızı, dış dünyaya nasıl bir izlenim verdiğinizi daha çabuk bilmenizi kolaylaştırır.

    Bilindiği üzere, Güneş ışıklarından daha fazla faydalanmak adına belirli dönemlerde saatler ileri ve geri alınır. Son senelerde bizim ülkemizde bu yöntem kullanılmasa da, yükselen burcu hesaplanacak kişinin doğduğu yıl bu tür bir uygulamanın olup olmadığı netleştirilmeli ve tüm hesaplama bu bilgi ışığında yapılmalıdır.

    Yükselen burç ASC (Ascendant) tespiti için gök günlüğü kayıtlarından faydalanılır. Bu veriler astrolojiyi bilmeyenler için deşifre edilemeyen teknik bilgilerle doludur. Bu tablolardan faydalanabilmek için astrolojik anlamda profesyonel düzeyde bilgi ve beceri sahibi olmak gerekir. Yükselen burcun tespitinde en güvenli ve garantili yöntemlerin başında astroloji alanındaki bir uzmandan profesyonel yardım almak ve çeşitli astroloji programları kullanmak gelir. Sitemizi de bu iş için güvenle kullanabilir, yükselen burcunuzu ASC (Ascendant) net bir kesinlikle hesaplayabilirsiniz.

    Sitemizdeki form aracılığı ile, herhangi bir astroloji bilgisine sahip olmadan da yükseleninizi öğrenebilirsiniz. Yapacağınız işlem son derece kolay. Elbetteki doğum saatinizi net bir şekilde bilmeniz kaydı ile. Sistemimizdeki yükselen burç bulma formuna, doğum saatinizi doğum lokasyonunuzu yazın, ardından aktifleşen hesaplamayı göster butonunu tıkladığınızda hesaplama tamamlanacaktır.

    Yanlış bilgiler içeren internette yükselen hesaplama yolları ile alakalı araştırma yaparken kimi basit çizelgeleri görmüşsünüzdür. Yükselen burcun hesaplanması hususunda net netice veren sanıldığı gibi basit bir yükselen burç bulma tablosu bulunmamaktadır esasında. İncelediğiniz bir çizelgede, coğrafi konuma yer verilmiyor ve yalnızca Güneşin konumu ve 2 saatte bir yükselen sıralaması yapılmışsa değer vermeyin. Çünkü gerçek yükselen burç hesaplama işlemlerinde coğrafi konum bilgisi, yerel saat dilimi ve dolayısı ile de ileri/geri saat uygulaması hesaba katılmak zorundadır.

    ASC Ascendant gözlerinizi dünyaya açtığınız saatte bulunduğunuz lokasyona göre, doğu tarafında yükselmekte olan burca nispet edilen addır. 12 evli astroloji sistemine göre çizilmiş olan yıldız haritanızdaki ilk evinizdir. Astrolojiyi çok bilmeyenler genellikle kendilerini Güneş (dış) burçlarına göre tarif etseler de, dışarıdan bakılınca dışarıdan bakılınca farklı görünebilirler. Çünkü karşı tarafa verdiğimiz izlenim en çok yükselen burcumuzla alakalıdır.

    Güneş Burcuna Farklı Bir Bakış Hemen Hesaplayın

    Güneş’in yer aldığı burcunuz temel kimliğinizi ve yaşamınızın genel seyri içerisinde değişmeyen öz benliğinizi ortaya koyar. Bu sizin aslında dışarıya bakan öz varlığınızdır. Aslında bir yıldız olan Güneş, sistemin merkezinde bulunur ve buna paralel biçimde burçlardaki Güneş de benzeri olmayan şahsi odak noktanızı tanımlar. İçsel özelliklerinizi daha iyi bilmek için sitemizdeki burç tespit etme sisteminden faydalanabilirsiniz. Güneş, zodyaktaki en parlak güç olduğu gibi, bir haritada da en fazla önem atfedilen güç olarak görülür. Bu güçlü etki, öz kimliğinizle ve hayatınızı sürdürdüğünüz müddetçe hangi tarafa doru evrildiğinizle ilişkilidir. İç dünyanızı çevrenizdeki kişilerle hangi yöntemlerle etkileşime aldığınızı ortaya koymakla beraber sahip olduğunuz değerlerin, amaçlarınızın ve içsel benlik duygunuzun ana yapısını oluşturur. Gençliğin ardından, Güneş burcu etkisi daha da güçlenir çünkü, kim ve ne olduğunuz konusunda kendinizi daha iyi anlama imkanına kavuşursunuz.

    Ay Burcu Analizi Nedir? Ne Anlama Gelir?

    Ay’ın bir anlamda koruyucu bir şekilde Güneş etrafında dolaşması ve Güneş’in ışığını yansıtması gibi, doğum haritamızdaki Ay da kendimizi nasıl koruduğumuzu, kendimizi nasıl rahat ve güvende hissettirdiğimizi anlatır.

    Neredeyse tüm astrolojik hesaplamalarda olduğu gibi, Ay burcunun tespit edilmesi için de doğum anına ait verilerin dakika bazında bilinmesi şarttır. Bu kısmın doğru olması önemlidir, çünkü sadece küçük bir fark çok farklı bir burca işaret edebilir, bu sebeple emin olmak adına mutlaka titiz davranılması gerekir. Kesin bilgilere sahip olmanız durumunda, websitemizdeki gibi güvenilir bir hesaplama uygulaması sağlıklı sonucu almanızı sağlayacaktır.

    Şahsınızın ya da tanıdığınız birinin duygusal dünyasını keşfetmek için, internet sitemizdeki Ay burcu bulma programından faydalanabilirsiniz. Eğer haritanızda Ay’ın hangi burçta olduğunu öğrenme merakı içerisindeyseniz doğumla ilgili bilgilerinizi ilgili bölümlere girmeniz gerekiyor. Akabinde hesaplama butonuna tıklayın. Eğer başka bir kimseye ait Ay burcu raporuna göz atmak isterseniz o kişiyle alakalı doğum saatini, Ay’ın anlık konumunu merak ediyorsanız, bu güne ait tarihi forma yazmanız gerekiyor. Böylece belirtilen tarih ve saat içerisinde Ay’ın bulunduğu astrolojik konumu ve o astrolojik konumda ne etkilerinin olduğunu okuyabilirsiniz.

    Duygularımızla ilgili çok fazla konuda tesir sahibi olan Ay’ın doğum haritasındaki pozisyonu astroloji meraklılarının çok önemsedikleri temel konular arasındadır. Natal haritada, Ay’ın burçlara göre konumu, özellikle insanlara içgüdüsel olarak nasıl reaksiyonlar verdiğimizi gösterir.

    Ay’ın konumlandığı burç dış dünyadan görülemeyen konuları ifade ettiği için duygusal tepkilerimizle alakalı pekçok mesele Ay’ın konumlandığı burçla tam olarak alakalıdır ki, zevk aldığımız şeyler ve alışkanlıklarımız da burçlardaki Ay’ımızın kapsamındaki konulardandır. Hislerimiz üzerindeki tesiri nedeniyle yaşamımızın tüm yönlerini gerçek anlamda tesiri altına alabilir ancak, en önemlisi insanlarla sürdürdüğümüz ilişkileri etkilemesidir. Ay burcumuz bir manada nasıl sevilmek istediğimizi, beslenme yöntemlerimizi ve duygusal manada rahatlama ihtiyaçlarımız da yönlendirir.

    Merkür Burcu Hesaplama Programı Ücretsiz Yorumlama

    Merkür pozisyonunuzdan nasıl etkilendiğinizi anlamak için Merkür burcu uygulamamızı kullanıp bu tespiti yapmanız gerekir. 12 burcun her birinde anlam kazanan Merkür burcumuz, zeka anlamındaki donanımımızı ve bu zekamızı nereye yönlendirdiğimizi gösterir. Astrolojik harita yerleşimindeki Merkür, öğrenme, bilgileri bir araya getirme ve insanlarla etkileşimde bulunma şeklimizi koyar ortaya. Tanıştığımız kişinin, aslında Güneş burcuyla değil, Merkür burcuyla muhatapız demektir. Merkür yerleşimimiz düşünsel yaklaşımımızı, yazı yazma yeteneğimizi ve diğer insanlarla iletişim kurma kalitemizi anlatır. Merkür yerleşimimiz iletişim yöntemimiz üzerinde tesirli olduğundan, ve düşünce yapımızı ifade ettiğinden dolayı, yaşamımızın her yönünde etki sahibidir.

    Ücretsiz Venüs Burcu Raporu Çıkarma Servisi

    Venüs burcu değerlerle alakalı olduğu için estetik ve parayla ilişkilerimizi düzenler. Ancak daha önemlisi, doğum haritamızdaki Venüs sevgiye yaklaşımımızı, nasıl merhamet gösterdiğimizi, nasıl bir aşık olduğumuzu bildirir. İnsanlarla aranızdaki romantik uyumu bulmak için Güneş burcu astrolojisini kullanmak en basit yoldur fakat, Venüs burcunuzu öğrenmek doğrudan doğruya aşkın merkezine inmenin en etkili metodudur. Venüs Zodyak kuşağında hareket ederken, 24 saatte ortalama bir derecelik mesafe ilerler. Bu, her burçta yaklaşık bir ay konakladığı manasına gelir. Ayrıca on sekiz ayda bir kez retro yapar ki, Venüs’ünüzün nerede olduğunu belirlemenin en garanti yöntemi doğum haritanızı okumak doğum anınızda hangi burçta olduğunu tespit etmek için çevrimiçi bir Venüs burcu hesaplayıcısı kullanmaktır.

    Ücretsiz Mars Burcu Hesaplama Programı

    Haritanızdaki Mars’ın ne anlama gediğini anlamak, nasıl harekete geçtiğiniz ve motivasyon kazanmak için gereksinim duyduğunuz şeyler hakkında önemli bilgiler verir. Bu veriler, enerji seviyenizi artırmanıza ve yaşamınızı kolaylaştırmanıza olanak sağlayabilir. Haritanızdaki Mars’ın konumunu kolayca tespit etmek için Mars burcu hesaplama sistemi kullanmakta önemli derecede fayda vardır. Mars nispeten daha hızlı hareket eden gezegenlerden biridir ve hangi zaman diliminde retro hareket ettiğine bağlı olarak iki ila yedi ay arasında burçlarda kalır. Bilindiği gibi Mars’ın tam bir turu yaklaşık 24 ay sürer. Bu döngüyü tam manada tespit edebilir, an itibarı ile neler yaşadığınıza ve nasıl hissettiğinize göre hatırlatıcı işaretlemeler yaparsanız, ilerideki Mars devrinde nasıl hareket edeceğiniz ve enerjinizi hangi yöntemleri kullanarak arttıracağınız ile ilgili ipuçları alabilirsiniz.

    Jüpiter Burcu Hesaplama Jüpiter Burcu Nasıl Hesaplanır?

    Haritadaki Jüpiter’i hesaplamanın değişik yollarını kullanabilirsiniz. Çevrimiçi bir astroloji uygulamasından faydalanarak bir tek tıklamayla Jüpiter burcunuzu zahmetsizce hesaplayabilirsiniz, elbetteki doğum tarihinizi ve saatinizi bilmeniz halinde. Ayrıca web tabanlı Jüpiter burcu tablosunu kullanarak tarihlerden de yola çıkabilirsiniz. Natal haritanız elinizin altındaysa Jüpiter’inizin bulunduğu burcu bu şekilde de tespit edebilirsiniz. Özellikle yorumlarıyla birlikte bu yerleşime ayrıntılı bir şekilde göz atmak isterseniz Jüpiter burcu tespit etme uygulamamızdan faydalanabilirsiniz. Jüpiter’in yer aldığı burç sizinle ilgili fark edebileceğinizden daha fazla konuyla ilgilidir, algınızın açıklığını ve bilincinizi yükseltme yollarını gün yüzüne çıkarır. Genişlemeyi temsil eden Jüpiter genellikle bu özelliğinin yanında üst düzeyde doğruluk serumu getirir. Jüpiter’in bulunduğu burcu doğru şekilde anlamak, hayatınıza daha fazla şansı çekmenize imkan verebilir.

    Satürn Burcu Nedir? Nasıl Yorumlanır? Ücretsiz Servis

    Devri uzun süren bir gezegen olan Satürn, burçların her birinde ortalama olarak 30 ay süre geçirir ve başlangıçtaki yerine yeniden gelmesi 28 ila 29 yıl arasında bir zaman sürer. İşte o tekrar geliş anına Satürn’ün Dönüşü denir ve bu bir olgunluk işaretidir. Bu, aynı yaş grubunun birbiriyle benzeşen yaşam dersleri öğrendiği manasında yorumlanır. Websitemizde bulunan Satürn burcu hesaplama programı ile Satürn’ün yer aldığı astrolojik konumu bulabilirsiniz. Doğum haritasında, Satürn’ün burç ve eve göre konumu, sınırlarımızı, korkularımızı ve sorumluluk hislerimizi ortaya koyar. Satürn’ün bulunduğu burç sorumluluklarımızı nasıl yerine getirdiğimizi izah edebilir ve bununla beraber, normal bir biçimde ifade etmekte güçlük çektiğimiz ve üstelik karakterimize ait olarak kabul ettiğimiz özelliklere de işaret eder.

  • Cialis fiyat

    Cialis fiyat

    Dozların belirlenmesi ve Cialis fiyat incelemesi ise bu aşamada yeterli olmayacaktır. Bununla beraber mutlaka alınacak ürünün düzenli olarak kullanılması gerekecektir. Düşünülenin aksine Cialis fiyat ve satın alınacak olan ürün tek kullanımda dahi ortaya istenilen sonuçların çıkmasını sağlamaktadır. Ancak kalıcı sonuçlar isteyen erkeklerin mutlaka düzenli olarak yalnızca onlara tavsiye edilen dozlarda ürünü kullanmalıdır. Belirlenmiş olan dozajdan daha yüksek miktarda ürün kullanılması sonucunda ortaya yan etkilerin çıkması son derece doğaldır. Çünkü doğal ürünleri içerisinde barındırıyor olsa dahi bunların vücuda bir anda yüksek oranlarda girmesi demek vücutta bazı olumsuz tepkimelerin ortaya çıkması anlamına gelmektedir. Yani normalde herhangi bir ürün ya da ilaç kullanırken olduğu gibi Cialis kullanırken de mutlaka günlük kullanım oranı önemlidir.

    Cialis fiyatı

    Her geçen gün Cialis fiyatı konusunda araştırma yapan erkeklerin sayısında ciddi anlamda artış ortaya çıkmaya başladı. Var olan bu artış ile beraber ise fiyatlarda ortaya çıkan farklılıklar pek çok kişinin aklında soru işaretleri kendini gösterir hale geldi. Farklı fiyatlar ortaya çıkmaya başlayınca da pek çok erkek bu fiyatların neden değişim gösterdiğini tam olarak bilemiyorlar. Gerçekte ise Cialis ürünlerinde fiyatların değişmesi tamamen hazırlanılan mg dozajlarına bağlıdır. Hali hazırda ürün farklı dozlarda hazırlanmaktadır. Dolayısıyla sorunların durumuna ve kullanılması gereken oranlara göre ürünler paketlenmektedir. Böylece ilk aşamada kullanılması gereken oran belirlenecek ve sonrasında istenilen Cialis ürünü satın alınacaktır.

    Cialis fiyatları

    Var olan gelişmeler ile beraber de Cialis fiyatları artık her erkeğin rahatlıkla alabileceği düzeylerde oldu. Böylece sertleşme sorunu, iktidarsızlık ya da erken boşalma gibi sorunlar ile karşı karşıya kalıp bu sorunlar için etkili sonuçları elde etmek isteyenler, Cialis fiyatları ve ürün araştırmalarını doğru şekilde yapmaları ile beraber aradıkları sonuçlara kolaylıkla erişmiş olacaklardır. Cialis fiyatları konusunda incelemeler yapılırken de görülebileceği üzere ürün kendi içerisinde farklı mg dozajlarına ayrılmaktadır. Bunun temel nedeni ise erkeklerin yaşadıkları sorunlara karşı onlar için en iyi etkileri ortaya çıkartacak ürünleri seçebilmelerine imkan tanınmasını sağlamaktır.

  • HRÜ Hayvan Hastanesi’nden Köpeklerin Uzun Kemik Kırıklarına Yeni Yaklaşım

    HRÜ Hayvan Hastanesi’nden Köpeklerin Uzun Kemik Kırıklarına Yeni Yaklaşım

    Köpeklerin uzun kemik kırıklarında dış tespit malzemesi olarak daha önce karbon fiber ve alüminyum kullanılmaktaydı. Bu malzemeler ithal olarak geldiğinden dolayı ülke ekonomisine büyük yük getirmekteydi.

     

    Harran Üniversitesi Veteriner Fakültesinin yapmış olduğu proje kapsamında hayvanların uzun kemik kırıklarında daha ekonomik ve yerli olan düşük ısıl iletkenlik özelliğine sahip olmasının yanında iyi işlenebilirlik, yüksek elektriksel direnç ve en önemlisi de düşük maliyetli bir malzeme kullanıma başlandı. Proje sayesinde hem tedavi süreci hızlandırıldı hem de maliyetler düşürülerek önemli oranda tasarruf sağlandı.

     

    Harran Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri birimi tarafından desteklenen, ‘Köpeklerin Uzun Kemik Kırıklarında Poliüretan Sirküler ile Poliüretan Semisirküler Eksternal Fiksatörün Kullanım Olanaklarının Araştırılması’ projesi kapsamında yapılan çalışmalar neticesinde ilk klinik ve röntgen bulgularına göre bu materyalin kullanılabilirliğine yönelik olumlu sonuçlar elde edildi.

     

    Veteriner Fakültesi kliniklerinde gerçekleştirilen bu çalışmanın daha ileri aşamalarında ise farklı tür hayvanların kırılan kemiklerinde de uygulanması hedefleniyor. Tedaviyi hızlandıracak bu projenin başarılı bir şekilde sonuçlanmasıyla ülke ekonomisine büyük katkılar sağlanmış olunacak. 

     

    Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği bölümü ile Harran Üniversitesi TEKNOKENT ‘Filamentto Katmanlı Üretim Teknolojileri’ firmasının paydaşlar olarak yer aldığı proje kapsamında köpeklerin uzun kemik kırıkları başta olmak üzere diğer kırık tiplerinde ve buzağı, tay, kedi gibi farklı hayvan türlerinin ortopedik lezyonlarının tedavisine yönelik araştırmalara öncülük ediliyor.

     

    Eski kullanılan yöntemlerin uygulanma zorluğu ile yüksek maliyet ve çok sayıda demirbaş uygulama ekipmanı gerektirmesi gibi kullanımını sınırlayan birtakım kısıtlamalarının bulunduğunu belirten Harran Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ünal YAVUZ: “Standart modeller boyut ve yerleşim yönünden serbest formdaki ürünlere göre daha az fonksiyona sahiptir. Standart modellerin sınırlamalarını ortadan kaldırmak için Veteriner Fakültemiz tarafından köpeklerin ön ve arka bacak uzun kemik kırıklarında dairesel gövde olarak karbon fiber yerine serbest formda çeşitli malzemelerin biyomekanik, klinik ve röntgen araştırmaları yapıldı. Yapılan çalışmalarda her iki teknik; kırık iyileşmesi, klinik değerlendirme ve röntgen görüntülenmesiyle değerlendirildi. Yürütülen çalışmayla halihazırda kullanılan ve yurtdışından ithal edilen karbon fiber materyal yerine poliüretan malzeme kullanılarak ucuz, hafif ve dayanım gücü yüksek serbest konfigürasyonla, maliyetin çok büyük oranda düştüğünü gözlemledik.

     

    Yaptığımız çalışmalar sayesinde kemik kırıklarında yurtdışına bağımlılığı azaltacak kullanıma hazır yerli bir ürün bulunmuş olacaktır. Kullanılan materyallerin yeni oluşmuş kemik kırıkları ile açık, enfekte veya iyileşmeyen kırıkların tedavisinde araştırılması ile bu yöntemlerin buzağı, tay, kedi gibi diğer hayvan türlerinde ve omurga kırıkları, kalça kırıkları, doğumsal bacak duruşu bozuklukları, eklem sabitliği, tendo kaynaklı problemler gibi farklı ortopedik lezyonların tedavisinde de kullanılabilirliği ve araştırmaları devam edecektir” diye konuştu.

     

     

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Yalnızlık hissi gençleri nasıl etkiliyor

    Yalnızlık hissi gençleri nasıl etkiliyor

    Gençlerdeki yalnızlık, ebeveyne olan güven duygusuyla yakından ilişkili!

     

    Özellikle modern hayatın aile yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, bunlardan en fazla gençlerin etkilendiğini söyledi. Aile içerisinde ebeveynlerle kurulan ilişkiler üzerine oluşan güven hissinin çocuğun en temel ihtiyaçlarından biri olduğunu kaydeden Beyaz, güven duygusunun sekteye uğramasının çocuklarda yalnızlık hissine yol açtığını söyledi. Yalnızlık hissinin gençlerin anlık ve uzun vadeli uyumlarını etkilediğini kaydeden Beyaz, yalnızlık duygusunun kaygı ve depresyona yol açabildiği uyarısında bulundu.

     

    Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, Üsküdar Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen Türkiye’de Yalnızlık ve Aile Araştırması’nın en çarpıcı sonuçlarından biri olan “gençlerin yalnızlığı” konusuna ilişkin değerlendirmede bulundu. Kasım ayı içerisinde Türkiye’nin 81 ilinde 18-70 yaş aralığında toplam 6 bin 100 kişinin katıldığı araştırmada 18-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 40’ı kendini sıkça yalnız hissettiğini belirtti. 

     

    Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, aslında oldukça öznel bir deneyim olan yalnızlık hissinin, kimileri için oldukça güzel bir duygu olup özgürlük manasına gelebilirken kimileri içinse tam tersine umutsuzluğa neden olup çaresiz bir durumu ifade ettiğini söyledi.

     

    Yalnızlık hissinin pek çok nedeni var

    Gençlerin kendilerini yalnız hissetmelerinin çeşitli nedenleri olabileceğini belirten Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Kişinin beklentileri karşısında çevresine uyum sağlayamaması, değişip gelişebilen benlik duyguları, geçiş dönemlerine adapte olunamaması,

     

    aile ve sosyal hayatta yaşanan sorunlar, reddedilme korku ve endişesi ve travmatik yaşantılar kendilerini yalnız hissetmelerine yol açabilir.” dedi.

     

    Psikolojik faktörler de etkili olabilir

    Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, değersizlik-yetersizlik inançları, utangaçlık, sosyal becerilerin gelişime açık olması gibi psikolojik etkenlerin de yalnız hissetmenin önemli nedenleri arasında olduğunu söyledi.

     

    Anne ve babaya olan güven hissi çok önemli

    Özellikle modern hayatın, bireylerin aile yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebildiğini kaydeden Uluğ Çağrı Beyaz, “Çalışan anne ve babaların çocuklarıyla ilgilenme, onlarla vakit geçirebilme konusunda hem yeterli vakitleri olmayabiliyor hem de buna ayırabilecekleri enerjiyi yeterince kendilerinde bulamayabiliyorlar. Güven hissi öncelikle aile içinde, ebeveynlerle kurulan ilişkiler üzerine oluşabilen, çocuğun en temel ihtiyaçlarındandır. Bu durumun sekteye uğraması çocuklardaki yalnızlık hissine neden olabilmektedir.” uyarısında bulundu. 

     

    Yalnızlığın yıkıcı sonuçlarına dikkat!

    Yapılan araştırmaların yalnızlığın gençlerde pek çok yıkıcı sonuca sebebiyet verdiğine ilişkin sonuçlar ortaya koyduğunu ifade eden Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu durum gençlerin anlık ve uzun vadeli uyumlarını etkilemektedir. Yalnızlık hisseden gençlerde çoğu zaman oluşabilen düşük benlik saygısı ve yaşadıkları hayata son vermeye yönelik düşünceleri sonucunda kaygı ve depresyon yaşayabilmektedirler. Yalnız çocuklar, yaşamlarının ileriki dönemlerinde hayata uyum sağlamakta da zorlanabilmektedirler. Bu vesileyle yalnız çocuklar hayatlarının ileriki dönemlerinde yasadışı işlere karışma ve suç işleme bakımından da risk altındadırlar.” uyarısında bulundu.

     

    Yalnızlıkla baş etme nasıl öğrenilir?

    Yalnızlığın hemen herkesin yaşayabileceği bir duygu olduğunu kaydeden Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu durum fark edildiğinde kişilerin bununla baş edebilme adına ortaya koyduğu yöntemler oldukça önem arz etmektedir.” dedi.  

     

    Bu başa çıkma stratejilerinin kişiden kişiye farklılık gösterebilmekle birlikte yalnızlıkla başa çıkma becerisinin çocuk yaşta dahi olsa artırılması adına önerilebilecek stratejilere de dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, şu tavsiyelerde bulundu:

     

    Bu başa çıkma stratejilerinin kişiden kişiye farklılık gösterebilmekle birlikte yalnızlıkla başa çıkma becerisinin çocuk yaşta dahi olsa artırılması adına önerilebilecek stratejilere de dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, şu tavsiyelerde bulundu:

     

    • Çocuğun düzenli bedensel veya sosyal faaliyetlere yönlendirilmesi, 
    • Kendini yalnız hisseden çocuğun sosyal çevresini yenileyebilmesi için cesaretlendirilip desteklenmesi,
    • Çocuğun sosyal gereksinim ve arzularının-beklentilerinin konuşularak gözden geçirilmesine yardımcı olunması.
    • Çocuğun yalnızken yaratıcı bir etkinlikle meşgul olmasını sağlayacak uğraşıların planlanması ya da aktif tek başınalık halinin örnek davranışlarla gösterilmesi.
       

    Destekleyici ve demokratik bir tavır alınmalıdır

    Çocuğun yalnızlığının giderilmesine ilişkin hem aileye hem öğretmenlere düşen sorumluluklara da değinen Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, sözlerini şöyle tamamladı:

     

    “Bu hususta ailelerin ve öğretmenlerin tutum-davranışlarında, eleştirel, baskıcı veya koruyucu bir tarz yerine, destekleyici ve demokratik bir tavır takınmaları gençlerin kendilerini yalnız hissetmemelerinde, daha özgür ve katılımcı olabilmelerinde oldukça önemlidir. Çocukların sosyal etkileşim becerilerini kazanabilmesi için gerekli özenin gösterilip etkileşime geçebilmelerine yönelik ortamın hazırlanması, aktivitelerin planlanması ve çocuklara inisiyatif alabilmelerini sağlayabilecek görevler ve sorumluluklar vererek öz saygılarının artırılmasını tavsiye edebiliriz.” 

     

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Kemer’de 1.425 sokak hayvanı kısırlaştırıldı

    Kemer’de 1.425 sokak hayvanı kısırlaştırıldı

    Kemer Belediyesi Hayvan Barındırma Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde görevli Veteriner Hekim Fevzi Uzun, sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasıyla ilgili verdiği bilgide bu yıl içerisinde bin 242 kedi, 183 köpek olmak üzere toplam bin 425 sokak hayvanını kısırlaştırdıklarını söyledi.

     

    Kemer Belediyesi sokak hayvanlarının popülasyonunu kontrol etmek amacıyla kısırlaştırma çalışmalarına hız verdi.

     

    Veteriner Hekim Uzun, sokak hayvanları arasında salgın hastalıkların ve popülasyonun kontrol edilmesi açısından sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasının çok önemli olduğunu ifade etti.

     

    Sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasından sonra hayvanların fevri hareketlerden kaçındığını ve sakinleştiğini belirten Uzun, kısırlaştırma çalışmalarına ara vermeden devam ettiklerini kaydetti.

     

    Uzun, “Altyapımız imkan verdikçe çalışmalarımızı yapıyoruz. Yakaladığımız veya hayvanseverler tarafından getirilen hayvanların kısırlaştırma işleminden sonra kuduz aşılarını ve parazit tedavilerini uyguluyoruz. Tedavileri tamamladıktan sonra kontrollü bir şekilde beslendikleri ortamlara geri bırakıyoruz.” dedi.

     

    – Kısırlaştırılan sokak köpeği sayısında azalma var

    Geçen yıl ile bu yıl ki kısırlaştırılan sokak hayvanlarıyla ilgili verileri de aktaran Uzun, “Hayvan severlerimizin de desteği ile Kemer Belediyesi olarak son 2021 yılında bin 342 tane kedi, 193 tane köpek olmak üzere toplam bin 535 hayvan kısırlaştırdık. Bu yıl Kasım ayı dahil bin 242 kedi, 183 köpek olmak üzere toplam bin 425 hayvan kısırlaştırdık. Çalışmalarından sonra kısırlaştırılan sokak köpeği sayısında azalma olmuştur. Ancak kedilerin yakalanması zor olduğu ve bazı hayvan severlerin bu uygulamaya karşı tutumları olduğu için kedi popülasyonunun artmasına neden oldu.” ifadelerini kullandı.

     

    – Otellerle ortak proje

    Kemer Belediyesi ile ilçede bulunan turistik tesislerle ortak bir proje başlattıklarına değinen Uzun, şunları kaydetti:

     

    “Kapanan otellerin bahçelerinde bulunan hayvanları topladıktan sonra kısırlaştırıp tedavilerini yapıyoruz ve tekrar beslendikleri otel bahçelerine bırakıyoruz. Bu proje kapsamında yaklaşık 10 otelle çalışıyoruz. Bu otel sayısı giderek artıyor. Kemer Belediyesi Hayvan Barındırma Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezimizde bu yılın başında yenileme çalışmaları yapmıştık. Köpeklerimiz ve yavru hayvanlarımız için yeni kafes sistemleri kurduk. 54 tane kafes yaptırdık. Yaptığımız doğal yaşam alanında da hayvanlarımız serbest bir şekilde ihtiyaçlarını karşılıyor.  Kısırlaştırdığımız hayvanlar şimdilik bu ortamda dinlenme evrelerini geçirmektedir. Daha sonrasında beslenebilecekleri ortamlara bırakacağız yeya sahiplendirme yoluna gideceğiz. Kedi bölümümüzde de bir iyileştirme çalışmaları yapmayı planlıyoruz. Orman Bakanlığı’na da 15 dönüme yakın bir yer için başvuru yaptık ve cevabını bekliyoruz. Daha geniş ve modern bir barınak kurma hedefimiz var.”

     

    Uzun sokak hayvanlarını sahiplendirme çalışmaları kapsamında da hayvanlarla ilgili özle gün ve haftalarda Kemer’in çeşitli yerlerinde broşürler dağıtarak vatandaşları bilgilendirdiklerini ve sosyal medya üzerinden bilgiler paylaştıklarını sözlerine ekledi.

     

     

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Tedavi edilmeyen çölyaklı kadınlarda düşük riski 2 kat fazla

    Tedavi edilmeyen çölyaklı kadınlarda düşük riski 2 kat fazla

    Güncel çalışmalar, çölyak hastalığının kadınların üreme sağlığını ve gebelik sonuçlarını olumsuz etkilediğini gösteriyor. Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Selçuk, “Gebelik döneminde, çölyak hastalığı olup glutensiz diyetle tedavi edilmeyen kadınlarda düşük ve erken doğum riski 1,5 – 2 kat artıyor” diyor.

     

    Yakın zamanda yapılan bilimsel araştırmalara göre; buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan gluten adlı proteinin ince bağırsak tarafından emilememesi sonucu ortaya çıkan çölyak hastalığı, kadınların üreme sağlığı ve gebelik sonuçlarını olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, açıklanamayan kısırlık vakalarının önemli bir kısmından çölyak hastalığının sorumlu olduğuna dikkat çekiyor. Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Selçuk, “Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalarda kadınların üreme sağlığı ve gebelik sonuçları üzerinde çölyak hastalığının olumsuz etkisinin sanıldığından daha ciddi boyutlarda olduğunu görüyoruz. İlk dikkat çekici bulgu; açıklanamayan kısırlık problemi olan çiftlerde çölyak hastalığının normal popülasyona göre yaklaşık olarak 6 kat daha fazla görülmesi” dedi. 

     

    Çölyak hastalığı yumurtalık rezervini olumsuz etkiliyor

    Bebek sahibi olmak isteyip olamayan çiftlerin çölyak hastalığı açısından değerlendirilmesinin büyük önem taşıdığını söyleyen Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Selçuk Selçuk, “Çölyak hastalığı bazı kadınlarda yumurtaların düzgün büyüyüp çatlamasına engel olduğu için normal yollarla gebelik oluşma ihtimali azalabiliyor. Çölyak hastalığı olan kadınlarda rahim iç zarı olumsuz etkilendiği için, embriyonun rahim iç zarına tutunma ve yerleşme ihtimali azalıyor. Çölyak hastalığının yumurta rezervi üzerindeki olası olumsuz etkisi nedeniyle kadınların daha erken yaşlarda menopoza girmesine de neden olabiliyor” diye ekledi.

     

    Bebeğin anne karnında kaybedilme riski 5 kat artıyor

    Selçuk, kadınlarda çölyak hastalığının gebelik döneminde de çok ciddi problemlere neden olabileceğini hatırlattı: “Gebelik döneminde, çölyak hastalığı olup glutensiz diyetle tedavi edilmeyen kadınlarda düşük ve erken doğum riski 1,5 – 2 kat artıyor. Aynı şekilde çölyak hastalığı olup tedavi görmeyen kadınlarda gebelik sırasında bebekte gelişme geriliği görülme riski de 2,5 kat daha yüksek. Dahası, anne karnında bebeğin kaybedilme riski 4-5 kat artabiliyor. Öte yandan çölyak hastalığının tanısı doğru zamanda konulduğunda ve çölyak hastalığı için gerekli tedavilere zamanında başlandığında, belirtilen riskli durumların görülme ihtimalinin çok ciddi şekilde azaldığını da unutmamak gerek.” 

     

    Çölyak hastalığının tek etkin tedavisi: Glutensiz beslenme

    Glutensiz uzmanlığıyla bilinen gıda markası Schar Türkiye’nin Beslenme Proje Müdürü Uzm. Dyt. İrem Erdem de Türkiye’deki çölyak hastalarının oranına dikkat çekerek diyet sürecinin tedavideki önemini vurguladı. Erdem, “Türkiye’de tanı aldığı bilinen 700 bini aşkın Çölyak hastası bulunuyor. Ancak bu sayı, yalnızca yüzde 10'luk bir kesime karşılık geliyor. Çölyak hastalığı teşhis edildikten sonra diyete uyum sürecinde izlem, çölyak hastalığındaki tüm olumsuz sağlık etkilerini ortadan kaldırmak için fazlasıyla önemli. Bu noktada Schar Türkiye olarak tanı ve diyete uyum süreçleri için pek çok çalışma yürütüyoruz. Tanı süresini kısaltmak adına düzenli olarak sağlık profesyonelleri ve bireylere yönelik eğitimler, canlı yayınlar düzenliyoruz. Özellikle risk grupları arasında bulunan birinci derece aile yakınları, diyabet ve tiroid gibi kronik hastalıkları bulunan bireylerin mutlaka çölyak açısından taranmalarını sağlıyoruz. Çölyak hastalığının tek etkin tedavisi glutensiz beslenme olduğundan, özellikle yeni tanı almış kişilerin diyete uyum süreçlerini kolaylaştırmak çok önemli. Bu noktada da Çölyaklı bireylerin bu süreci en kolay şekilde atlatmaları ve yaşam kalitelerini iyileştirmek amacıyla her ay ücretsiz beslenme eğitimleri düzenliyoruz” dedi. 

     

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • 3 yılda 43 bin 500 diş tedavisi

    3 yılda 43 bin 500 diş tedavisi

    Sağlık alanındaki çalışmalarıyla fark yaratan ve her yıl binlerce kişiye ücretsiz hizmet veren Bayraklı Belediyesi, ağız ve diş sağlığı poliklinikleriyle vatandaşın yüzünü güldürüyor. Bu kapsamda 6 ağız ve diş sağlığı ünitesi bulunan belediyenin diş kliniklerinden son 3 yılda 43 bin 500 kişi faydalandı. Başkan Serdar Sandal, “Vatandaşlarımızın sağlığı ve huzuru çok önemli. Bu konuda var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

     

    ÜCRETSİZ MUAYENE VE TEDAVİ

    Uzman kadrosu, donanımlı poliklinikleri ve özel hastaneleri aratmayan kalitesiyle faaliyetlerini sürdüren Bayraklı Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne bağlı kliniklerden son 3 yılda 43 bin 500 vatandaş ücretsiz ağız ve diş sağlığı hizmeti aldı. Sunulan hizmetler vatandaşlar tarafından da memnuniyet yarattı. Bu kapsamda; 26 bin 465 diş muayenesi gerçekleştirildi. Kliniklerde 8 bin 650 dolgu, 3 bin 431 diş temizliği, 4 bin 950 diş çekimi yapıldı.

     

    TOPLUM SAĞLIĞINI ÖNEMSİYORUZ

    Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “İzmir’de ücretsiz sağlık hizmetlerimizle örnek ilçelerden biri olmanın gururunu yaşıyoruz. Toplum sağlığına verdiğimiz önem ve hizmetlerimizin karşılığında yurttaşlarımızın memnuniyeti bizi sevindiriyor. Sağlık hizmetine ulaşmakta zorlanan tüm ilçe sakinlerimizin her zaman yanında olmaya devam edeceğiz. Herkese sağlıklı günler ve sağlıklı bir yaşam diliyorum” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Akbank Sanat – Sinema  Psikiyatri Seminerleri Aralık 2022 Programı

    Akbank Sanat – Sinema Psikiyatri Seminerleri Aralık 2022 Programı

    Akbank Sanat ve Psikesinema & Psikeart iş birliğiyle düzenlenen Sinema & Psikiyatri Seminerleri yeni sezonda “Psikiyatri Ve Sinema: Tarihe Bakış” başlığı ile devam ediyor. 

     

    Koordinatörlüğünü Prof. Dr. M. Emin Önder’in yaptığı seminer dizisi Ekim 2022- Haziran 2023 döneminde Akbank Sanat Beyoğlu’nda gerçekleşecek.  

     

    Prof. Dr. M. Emin Önder etkinliklerle ile ilgili değerlendirmesinde şöyle diyor: “Günümüzde sözcüklerden ziyade görüntülerle düşünüyoruz. Anılarımızı kelimelerle anlatmak yerine görüntülerle aktarmaya çalışıyoruz. Kalem ve kâğıtlar giderek yerlerini görsel kayıt cihazlarına bırakıyor. İşte bu noktada sinemayı; psikiyatri, psikoloji, felsefe, tarih, mitoloji, sosyoloji, edebiyat, tarih ve estetik boyutlarıyla görsel kaydın en üst noktası olarak değerlendirebiliriz. 

     

    Hedeflenen noktaların tartışılmasında insana ilişkin ve insanın ilişkilendiği konuları “Psikiyatri ve Sinema: Tarihe Bakış” etkinliği ile vermeye devam ediyoruz.”

     

    Seminer serisi 21 Aralık Çarşamba günü “ADALET: Herkes İçin Adalet” başlığı altında Robert Mulligan’ın yönetmenliğini yaptığı “Bülbülü Öldürmek” filmi üzerinden gerçekleşecek. 1962 yılı yapımlı filmin gösterimiyle başlayacak etkinliğin panel kısmındaki konuşmacılar ise Özgür Öğütcen (Oturum Başkanı), Çağrı Şensoy ve Gürol Tonbul olacak. 

     

    “Psikiyatri Ve Sinema: Tarihe Bakış” temalı etkinlik dizisi “STİGMA: Ötekileştirme Kültürü”, “ÖZGÜRLÜK: Kurtuluşa Ulaşmanın Yolu”, “ADALET: Herkes İçin Adalet”, “CİNSİYETÇİLİK”, “TRAVMA VE BELLEK: İnsan Yaralıdır”, “KADININ EVRENSEL HAKLARI”, “NEFRETİN KAYNAĞI: Kısıtlanmış Özgürlük”, “BAŞEDEBİLMEK İÇİN BÜYÜMEK: Büyüme Mücadelesi” ve “REKABET: Kazanan Kim?” alt başlıklarından oluşuyor. Belirlenen başlıklar kapsamında seçilen filmler yönetmen, yazar, oyuncu ve psikiyatristlerin katıldıkları tartışma bölümleriyle gerçekleşecek.

     

    Sinema & Psikiyatri Seminerleri Programı

     

    “PSİKİYATRİ VE SİNEMA: TARİHE BAKIŞ”

    Koordinatör: Prof. Dr. M. Emin Önder

     

    21 ARALIK 2022: “ADALET: Herkes İçin Adalet” 

    Film Gösterimi:  18.30 – 20.00 

    “BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK” 

    Yönetmen: Robert Mulligan (1962) 

     

    Panel: 20.15 – 21.30

    Oturum Başkanı:                Özgür Öğütcen

    Konuşmacılar:                      Çağrı Şensoy 

    Gürol Tonbul

    Özgür Öğütcen

     

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

  • Kışın havalandırılmayan evlerdeki azot oksite dikkat

    Kışın havalandırılmayan evlerdeki azot oksite dikkat

    İç mekanlar sık sık havalandırılmalı!

     

    Büyük şehirlerde ve sanayi bölgelerinde gerçekleştirilen faaliyetler havadaki azot oksit seviyesinin artmasına yol açıyor. Azot oksitlerin iç mekanlarda da sıkça rastlanan kirleticilerden olduğunu belirten uzmanlar, özellikle evlerin sık havalandırılmadığı kış aylarında yakıt kullanımı sonucunda iç ortamda azot oksitlerin oluştuğunu ifade ediyor. Dr. Ahmet Adiller, azot oksite karşı küresel olarak fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmenin ve iç mekanların da sık sık havalandırılmasının çözüm olabileceğini söylüyor. 

     

    Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Programı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, havadaki azot oksit seviyesinin yükselme nedenleri ile etkileri hakkında değerlendirmelerde bulundu ve tavsiyelerini paylaştı.

     

    Isınma ve enerji üretimi ile oluşuyor

    Öncelikle günümüzde her türden çevresel kirliliğinin temel sebebinin insan faaliyetleri olduğunu kabul etmek gerektiğini belirten Dr. Ahmet Adiller, “Azot dioksit seviyelerinin de özellikle büyük şehirlerde ve sanayi bölgelerinde yükselmesinin temel sebebi bu bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetler. Azot oksitler özellikle ısınma, ulaşım, enerji üretimi gibi amaçlarla katı, sıvı ya da gaz yakıtların kullanılması sonucunda ortaya çıkan hava kirleticileridir. Kullandığımız araçlar, evlerimizde ısınma amacıyla kullandığımız yakıtlar, evlerimizde kullandığımız elektrik, tükettiğimiz gıdalar, giysiler ve eşyalar doğrudan ve dolaylı olarak azot oksitlerin oluşmasına sebep oluyor.” dedi.

     

    Ortam havalandırması çok önemli

    Azot oksitlerin sadece dış mekanda değil, iç mekanlarda da sıkça rastlanan kirleticilerden olduğunu ifade eden Dr. Ahmet Adiller, “Özellikle evlerin sık havalandırılmadığı kış aylarında yemek pişirme ve ısınma gibi amaçlarla yakıt kullanımı sonucunda iç ortamda azot oksitler oluşabilirler. Günümüzde kullanılan yalıtım sistemlerinden dolayı evlerdeki konsantrasyonları dış ortama göre daha yüksek olabilir. Bu yüzden özellikle bu dönemlerde iç ortam havalandırmasının çok önemli olduğunu söylemekte fayda var.” diye konuştu. 

     

    Küresel ölçekte hava kalitesi için alışkanlıklar değiştirilmeli!

    Dr. Ahmet Adiller, hava kirleticilerinin oluşmasındaki asıl sebebin kentsel ve endüstriyel faaliyetler olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

     

    “Bu yüzden küresel ölçekte hava kalitesini yükseltmek için öncelikle temel alışkanlıklarımızı değiştirmemiz ve tüketim seviyelerimizi azaltmamız gerekiyor. Bu tüketim özellikle enerji konusunda düşmeli. Günümüzde ısınma, ulaşım ve enerji elde etmek için kullandığımız yakıtların yanması sonucunda atmosfere ciddi miktarda azot oksitler salınıyor. Biz enerji tüketimimizi ne kadar azaltırsak, bireysel anlamda akaryakıt harcamamız ne kadar az olursa atmosfere salınan azot oksit miktarı da o ölçüde az olacaktır. Bu noktada doğrudan etkimizi azaltmak için elektrikli araçları tercih etmemiz bu seviyeleri azaltma konusunda önemli bir adım sayılabilir. Ancak bireysel anlamda yapabileceklerimiz oldukça sınırlı. Diğer çevresel kirliliklerin önlenmesi konusunda olduğu gibi bu konuda da küresel ortak tutum çok önemli.”

     

    Fosil yakıtlara bağımlılıktan kurtulmak gerekiyor

    Özellikle gelişmiş ülkelerde dizel yakıtla çalışan eski teknolojilere sahip araçların belirli bölgelere girmelerinin yasaklamaya başladığına dikkat çeken Dr. Ahmet Adiller, “Avrupa Parlamentosu ve Birleşmiş Milletler 2035-2040 yıllarına kadar araçlarda ‘Sıfır Emisyon’ hedefine ulaşma amacıyla bu tür araçların üretimini durdurma kararı alma eşiğinde. Tabii ki bu noktada elektrikli araçların kullandığı elektrik enerjisinin nasıl elde edildiği bir diğer tartışma konusu. Bu enerjinin termik santraller aracılığıyla elde ediliyor olması ancak göreceli bir ‘Sıfır Emisyon’ görünümü veriyor. Ama yine de kentsel alanlardaki trafiğe bağlı bölgesel hava kirliliğinin azaltılması konusunda geçici bir çözüm olabilir. Enerji konusunda fosil yakıtlara olan bağımlılığımızdan kurtulup yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek kalıcı ve küresel bir çözüm olacaktır.” dedi.

     

    Uzun süre maruziyet solunum sorunları yaratabilir

    Dr. Ahmet Adiller, azot dioksitin oldukça zehirli bir gaz olduğunu vurguladı ve sözlerini şöyle sürdürdü:

     

    “Düşük konsantrasyonlarda akut maruz kalma ciddi bir sağlık sorunu yaratmasa da geçici öksürük, baş ağrısı, baş dönmesi ve mide bulantısı gibi belirtiler gösterebilir. Konsantrasyon arttıkça sağlık sorunları da artar. Akut maruz kalma durumunda solunan miktar arttıkça ortaya çıkabilecek sağlık sorunları, burun ve boğazda hafif tahrişten, bronşit ve zatürre gibi rahatsızlıklara hatta yüksek konsantrasyonlarda boğulmaya bağlı ölümlere kadar değişiklik gösterir. Günümüzde özellikle açık havada ölümlere neden olabilecek seviyede bir akut maruz kalma durumunun ihtimal dahilinde olmadığını söyleyebiliriz. Ancak düşük konsantrasyonlara bile düzenli maruz kalınması durumunda akciğer fonksiyonlarında bozulmalar olabilir. Sağlıklı kişilerde uzun süre maruz kalma, solunum yolu hastalıklarına ve özellikle astımı olan kişilerde semptomların şiddetinin artmasına yol açabilir.” 

     

    Korunmak için neler yapılabilir?

    Atmosferde azot oksit konsantrasyonlarının yüksek olmasının asit yağmurlarının oluşumuna sebep olduğunu ifade eden Dr. Ahmet Adiller, “Bu asit yağmurları da ormanlar ve göller gibi hassas ekosistemleri ve tarım alanlarını olumsuz etkiliyor. Dış mekanda korunma ancak gaz maskeleri ile gerçekleştirilebilir. Günümüzde Covid-19 salgını dolayısıyla kullanmaya alışık olduğumuz maskeler gaz kirleticileri filtreleme yeteneğine sahip değildir. İç mekanda ise daha önce de bahsettiğimiz gibi özellikle kış aylarında evlerin sık havalandırılması, azot oksit seviyelerinin dış mekanda bulunduğu seviyelerin üzerine çıkmasını engeller. Ancak özellikle büyük şehirlerde yaşayan kişiler için bu konsantrasyonlar da uzun süre maruz kalma durumunda daha önce bahsettiğimiz kronik sağlık sorunlarının yaşanmasına sebep olabilir. Bu noktada hava temizleme cihazlarının kullanımı iç mekanda azot oksit seviyelerinin düşürülmesinde kullanılabilir. Tabii ki bu cihazların seçiminde iyi araştırma yapılmalı ya da uzman görüşlerini başvurulmalı.” dedi.

     

    Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı