Kategori: Kültür Sanat

  • Büyükşehir'den uluslararası dijital adım

    Büyükşehir'den uluslararası dijital adım

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, uluslararası dijital iletişim alanında önemli bir adım attı. Büyükşehir, resmi İngilizce sosyal medya hesaplarını X (Twitter) ve LinkedIn platformlarında aktif hale getirerek, küresel ölçekte de görünürlüğünü artırmayı hedefliyor.

     

    YÜKSEK ETKİLEŞİM ORANLARI

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal medya hesapları, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı’na bağlı Dijital İletişim Şube Müdürlüğü tarafından profesyonel bir şekilde yönetiliyor. Başkan Doç.Dr.Tahir Büyükakın’ın kişisel hesabı ve belediyenin resmi hesaplarından yapılan özgün ve etkileyici paylaşımlar, Türkiye genelinde geniş kitleler tarafından takip ediliyor ve yüksek etkileşim oranlarına ulaşıyor.

     

    KÜRESELDE DE FARK YARATACAK

    Kamuoyu araştırmalarına göre, etkileşim oranlarıyla Türkiye’nin önde gelen büyükşehir belediyeleri arasında yer alan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, artık uluslararası dijital iletişimde de aktif rol oynayacak. Açılan İngilizce hesaplar sayesinde, Kocaeli’nin şehir vizyonu, kültürel etkinlikleri, altyapı projeleri ve çevreci yatırımları dünya genelindeki takipçilere de ulaştırılacak. Yeni dönemde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin dijital iletişim stratejisinin küresel ölçekte de fark yaratması bekleniyor.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • MediaMarkt Türkiye'den Anneler Günü'ne özel kampanya!

    MediaMarkt Türkiye'den Anneler Günü'ne özel kampanya!

    Geniş ürün yelpazesiyle tüketicilere konforlu alışveriş keyfi sunan MediaMarkt Türkiye, Anneler Günü’ne özel düzenlediği kampanyayla hem anneleri hem de bu özel günü hediyeyle taçlandırmak isteyenleri sevindiriyor. 28 Nisan’a kadar devam edecek Anneler Günü Kampanyası kapsamında tabletten robot süpürgeye, hızlı şarj cihazından projeksiyon cihazına, binlerce son teknoloji ürün annelerine sürpriz yapmak isteyenleri bekliyor.

     

    MediaMarkt Türkiye’nin Anneler Günü Kampanyası kapsamında; 

    • SAMSUNG Galaxy Tab S9 FE- WiFi -128GB Tablet – 14.999 TL,
    • TEFAL RG9177WH X-Plorer Serie 140 Robot Süpürge- 16.999 TL,
    • PHILIPS Neopix 530 350 Lümen Full HD Projeksiyon Cihazı – 13.999 TL,
    • TTEC 2SCG04B SmartCharger Trio GAN 120W PD Seyahat Hızlı Şarj Cihazı – 1.949 TL,
    • BASEUS Airpow Lite 10000mAh 22.5 W Çift Kablo Taşınabilir Şarj Cihazı – 1.299 TL’den satışa sunuluyor.

     

    MediaMarkt Türkiye’nin Anneler Günü Kampanyası, 28 Nisan tarihine dek MediaMarkt’ın Türkiye genelindeki 102 mağazasında, online alışveriş sitesi mediamarkt.com.tr’de ve MediaMarkt mobil uygulamasında geçerli olacak.

     

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • INTERPOL liderliğinde yürütülen Red Card operasyonuna destek veren Kaspersky'nin katkısıyla 300'den fazla kişi gözaltına alındı

    INTERPOL liderliğinde yürütülen Red Card operasyonuna destek veren Kaspersky'nin katkısıyla 300'den fazla kişi gözaltına alındı

    Kaspersky, bireylere ve işletmelere ciddi zararlar veren, Afrika genelinde sınır ötesi suç ağlarını hedef alan INTERPOL liderliğindeki bir kolluk kuvveti operasyonuna tehdit istihbarat verileriyle katkıda bulundu. Afrika kıtasından yedi ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen Red Card operasyonu kapsamında, mobil bankacılık, yatırım ve mesajlaşma uygulamaları üzerinden yapılan dolandırıcılıklar gibi siber suçlarla bağlantılı olduğu düşünülen 306 kişi tutuklandı ve 1.842 cihaza el konuldu.

    Kasım 2024 ile Şubat 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen Red Card operasyonu, INTERPOL’ün Afrika Siber Suçlarla Mücadele Ortak Operasyonu (AFJOC) kapsamında yürütüldü. Operasyon, Benin, Fildişi Sahili, Nijerya, Ruanda, Güney Afrika, Togo ve Zambiya’dan kolluk kuvvetlerini bir araya getirdi.

    Operasyonun yürütülmesinden önce, INTERPOL ve Kaspersky dâhil olmak üzere özel sektör ortakları tarafından zenginleştirilen bir tehdit istihbaratı veri alışverişi gerçekleştirildi. Kaspersky, kolluk kuvvetleriyle, Afrika ülkelerindeki kullanıcıları hedef alan kötü amaçlı bir Android uygulamasına ait örneklerin analiz sonuçlarını ve bu zararlı yazılımla bağlantılı altyapıya dair verileri paylaştı.

    Red Card operasyonuna katılan ekipler tarafından ortaya çıkarılan siber suç vakaları toplamda 5.000’den fazla kişiyi mağdur etti. Operasyonun öne çıkan başlıkları arasında şunlar yer aldı:

    • Nijerya: Nijerya polisi, çevrim içi kumarhane ve yatırım dolandırıcılığı gibi siber destekli dolandırıcılık faaliyetlerine karıştıkları iddia edilen 130 kişiyi tutukladı. Tutuklananlar arasında 113 yabancı uyruklu kişi bulunuyor. Gelirlerini dijital varlıklara çevirerek izlerini gizlemeye çalışan şüphelilerin, bu yasa dışı planları olabildiğince çok dilde yürütebilmek için farklı ülkelerden işe alındıkları belirlendi.
    • • Zambiya: Kolluk kuvvetleri, mağdurların telefonlarını hackleyen bir suç çetesine mensup olduğu düşünülen 14 kişiyi gözaltına aldı. Dolandırıcılık yöntemi, içinde kötü amaçlı bir bağlantı bulunan bir mesajın gönderilmesine dayanıyordu. Mağdur bağlantıya tıkladığında, cihaza zararlı yazılım yükleniyor ve bu yazılım sayesinde bilgisayar korsanları mesajlaşma hesabı ve nihayetinde telefon üzerinde kontrol sağlıyordu. Bu durum, bankacılık uygulamalarına erişim elde etmelerine olanak tanıyordu. Ayrıca saldırganlar, mağdurun mesajlaşma uygulamaları üzerinden zararlı bağlantıyı sohbetler ve gruplar aracılığıyla yayarak dolandırıcılığı genişletiyordu.
    • Rwanda: Ruanda’da yetkililer, yalnızca 2024 yılı içinde mağdurlardan 305.000 ABD dolarından fazla dolandırıcılık yaptığı belirlenen bir suç ağının 45 üyesini tutukladı. Bu kişilerin kullandığı yöntemler arasında, telekomünikasyon şirketi çalışanı gibi davranmak ve sahte “büyük ikramiye” kazançları iddiasıyla hassas bilgilere ulaşarak mağdurların mobil bankacılık hesaplarına erişim sağlamak yer alıyordu. Bir diğer yaygın yöntem ise, yaralanmış bir aile üyesi gibi davranarak hastane masrafları için yakınlardan maddi yardım istemekti.

    •     Güney Afrika: Yerel yetkililer, gelişmiş bir SIM kutusu (SIM box) dolandırıcılığı şemasıyla bağlantılı 40 kişiyi tutukladı; operasyonda 1.000’den fazla SIM kart ile birlikte 53 masaüstü bilgisayar ve kule tipi cihaz ele geçirildi. Uluslararası aramaları yerel arama gibi yönlendiren bu sistem, suçlular tarafından genellikle büyük çaplı SMS oltalama (phishing) saldırıları gerçekleştirmek için kullanılıyor.

    INTERPOL Siber Suçlar Direktörlüğü Direktörü Neal Jetton şunları söyledi: “Red Card Operasyonu’nun başarısı, sınır tanımayan ve bireyler ile topluluklar üzerinde yıkıcı etkiler yaratabilen siber suçlarla mücadelede uluslararası iş birliğinin gücünü açıkça ortaya koyuyor. Ele geçirilen önemli miktarda varlık ve cihaza ek olarak, kilit şüphelilerin tutuklanması, siber suçlulara yönelik güçlü bir mesaj niteliğinde: Bu faaliyetler cezasız kalmayacak.” 

    Kaspersky Global Kamu İlişkileri Başkan Yardımcısı Yuliya Shlychkova, “Kaspersky, INTERPOL tarafından yürütülen bu iş birliğine katkı sağlamaktan gurur duymaktadır. Afrika’daki gelişen tehdit manzarası, bölgedeki siber güvenlik zorluklarıyla başa çıkabilmek için kamu ve özel sektör organizasyonlarının çok paydaşlı bir diyalog ve ortak çabalarla hareket etmesini gerektiriyor. Red Card operasyonu, bu tür bir iş birliğine örnek teşkil eden önemli bir vakadır ve özel şirketlerin uzmanlığı ile kolluk kuvvetlerinin geniş soruşturma kapasitesinin nasıl daha dirençli bir siber ortam yaratabileceğini gösteriyor,” diyor 

    Kaspersky ve INTERPOL, Afrika bölgesindeki siber suçlarla mücadeleye yönelik birçok ortak operasyona imza attı. Kaspersky, INTERPOL’ün Afrika Siber Dalga (Africa Cyber Surge) operasyonlarının iki edisyonuna da destek verdi. Son olarak, Kaspersky, INTERPOL’ün AFRIPOL ile yürüttüğü ortak eyleme de katkı sağladı. AFRIPOL, geçen yıl, Afrika genelinde daha güvenli bir siber ortam yaratmaya yönelik Kaspersky ile iş birliği yaparak şirketin resmi ortağı olmuştur. Bu ortaklık, Kaspersky’nin bölgedeki yerel siber tehditler ve siber suç trendleri hakkında sağladığı kapsamlı verilerin paylaşılmasına odaklanıyor.

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Microsoft'un Çalışma Endeksi 2025 Raporu, iş gücünün yapay zeka ile nasıl dönüşeceğine odaklanıyor

    Microsoft'un Çalışma Endeksi 2025 Raporu, iş gücünün yapay zeka ile nasıl dönüşeceğine odaklanıyor

    Microsoft’un 5. kez yayınladığı Çalışma Endeksi (Work Trend Index –  WTI) Raporu, iş gücünü yapay zeka ile dönüştüren “Öncü Firma” kavramını ortaya çıkarıyor. Bu işletmeler, insanlardan & aracılardan (agent) oluşan hibrit ekiplerin yapay zeka gücünden maksimum düzeyde faydalanarak verimliliği ve inovasyonu en üst seviyeye çıkarmak için çalışıyor. LinkedIn ile iş birliği içinde yürütülen araştırmanın “2025: Öncü Firmaların Doğduğu Yıl  / The Year the Frontier Firm Is Born” başlıklı raporu, 31 ülkeden 31 bin profesyonelin içgörülerini, LinkedIn Ekonomik Grafik  verilerini ve Microsoft 365 içindeki e-postalar, toplantılar ve sohbetlerden toplanan trilyonlarca sinyali mercek altına alıyor. 

     

    İş dünyasının yapay zekayla dönüşen dinamiklerini değerlendirerek hem iş liderlerine hem de çalışanlara rehberlik etmeyi amaçlayan rapora göre günümüzde bilgi, yapay zeka sayesinde her zamankinden daha erişilebilir,   ölçeklenebilir, bol ve düşük maliyetli.   Öte yandan ekonomik baskılar arttıkça, işin gereklilikleri ile insanların üstlenebilecekleri iş yükünün arasındaki uçurum da genişliyor ve işletmelerin yapay zekayı tam potansiyeliyle kullanması daha büyük bir zorunluluk olarak ön plana çıkıyor. Raporda dikkat çeken bazı çıktılar şöyle;

    1. Verimliliği artırmak için dijital iş gücüne giderek daha fazla başvuran iş liderlerinin %82’si, önümüzdeki 12-18 aylık süreçte yapay zeka tabanlı çözümleri hayata geçirmeyi öngörüyor. 
    2. İş liderlerinin %53’ü üretkenliğin artması gerektiğini belirtirken, çalışanların ve yöneticilerin %80’i ise artan beklentileri karşılayacak zamana ve enerjiye sahip olmadıklarını dile getiriyor. 
    3. E-mail yanıtlamak, çevrimiçi toplantılara ve sohbetlere katılmak, çalışanların odaklanmasını ve değer yaratan işler üretebilmesini engelleyen unsurlar arasında yer alıyor.

     

    Yapay zeka aracıları (agent) ile tamamen otomatize bir iş modeline geçiş

    Raporda öne çıkan bir başka konu ise işletmelerin daha ölçeklenebilir başarılar elde edebilmek adına hiyerarşik yapılardan vazgeçerek insan ve  aracılardan (agent) oluşan ekipler ile akışkan bir şekilde ilerleyen daha dinamik ve sonuç odaklı bir yapıya geçiş yapmaları. Liderlerin %46’sı, özellikle müşteri hizmetlerinde, pazarlamada ve ürün geliştirmede şirketlerinin iş akışını yapay zeka aracılarıyla tamamıyla otomatize ettiklerini söylerek bu trendin yükselişini doğruluyor.

     

    İnsan & aracı (agent) ekipleri yeni bir norm haline gelirken, organizasyonların otomasyon ve insan faktörü arasındaki ideal dengeyi bulması gerekiyor. Bu doğrultuda iş liderleri, kritik sorular sorarak ekiplerindeki insan & aracı (agent)  oranlarını yeniden gözden geçiriyor. Söz konusu değerlendirmenin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için yapay zekanın geleneksel metotlardan daha iyi performans gösterdiği alanlar, müşterilerin insan etkileşimini tercih ettiği durumlar ve karar verme noktasında güvenilirliğin ve insan muhakemesinin ön plana çıktığı noktalar karşılaştırılıyor. Raporda bu sene daha fazla sayıda profesyonelin yapay zeka aracılarını rollerinin bir parçası olarak benimsediği ifade ediliyor. Bu durum çalışanların üretkenliği artırmak amacıyla yapay zeka araçları yaratan ve yöneten birer “aracı  yöneticisi”ne dönüştükleri yeni bir modele işaret ediyor.

     

    İş liderleri önümüzdeki 5 sene içinde ekiplerin sorumluluklarının bir parçası olarak yapay zeka aracılarını (agent) eğitmeye ve yönetmeye başlayacaklarını öngörürken, yapay zekanın benimsenme yüzdesinde liderler ve çalışanlar arasında halen fark olduğu anlaşılıyor. Liderlerin %67’si yapay zeka aracıları konusunda bilgi sahibi olduğunu belirtirken; çalışanlarda aynı ifadeyi kullananların oranı %40’ta kalıyor. Benzer şekilde iş liderlerinin %79’u yapay zekanın kariyerlerini ilerletmelerine destek olacağına inanırken, çalışanların sadece %67’si bu görüşü paylaşıyor. Rapordan elde edilen bu çıktılar, iş dünyasında yapay zekanın yaygın şekilde benimsenebilmesi için organizasyonların eğitim ve yetkinlik geliştirme konularında bir an önce harekete geçmesi gerektiğini kanıtlıyor. 

     

    Raporun çıktılarıyla ilgili görüşlerini paylaşan Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, Bu seneki Microsoft Çalışma Endeksi Raporu, potansiyelini tam anlamıyla kullanmayı hedefleyen işletmelerin yapay zeka konusunda acilen aksiyon alması gerektiğini bir kez daha kanıtlar nitelikte. ‘Öncü Şirketler’in yükselişi, yapay zeka tabanlı bilgiyi stratejik olarak konumlayan ve insan & aracı (agent)  ekiplerini güçlendiren iş liderlerinin işletmelerine rekabet avantajı kazandıracağını gösteriyor” dedi.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Eğitim sektörüne yönelik   siber saldırılar artıyor

    Eğitim sektörüne yönelik siber saldırılar artıyor

    Her aile çocukları için mümkün olan en iyi eğitimi ister ancak en iyi hazırlanmış planlar bile çevik, ısrarcı ve sinsi bir düşmanla karşılaştığında bozulabilir. Siber suçlular günümüzde okullar, kolejler ve üniversiteler için en büyük tehditlerden birini oluşturuyor. Siber güvenlik şirketi ESET bilgisayar tehdit aktörlerinin neden eğitim kurumlarının peşine düştüğünü araştırdı ve buralardaki riskin nasıl azaltılabileceğine yönelik önerilerini paylaştı.

    Microsoft’a göre, eğitim sektörü 2024 yılının 2. çeyreğinde en çok hedef alınan üçüncü sektör oldu. ESET tehdit araştırmacıları, dünyanın dört bir yanındaki kurumları hedef alan sofistike APT gruplarını gözlemledi. Nisan-Eylül 2024 döneminde eğitim sektörü, Çin’e bağlı APT grupları tarafından en çok saldırıya uğrayan sektörler arasında ilk üçte yer alırken Kuzey Kore ilk ikide, İran ve Rusya’ya bağlı aktörler tarafından ise ilk altıda yer aldı. Resmi rakamlara göre, Birleşik Krallık’ta ortaöğretim (lise) okullarının yüzde 71’i ve üniversitelerin neredeyse tamamı (%97) geçtiğimiz yıl ciddi bir güvenlik ihlali veya saldırısı tespit ederken bu oran işletmelerin sadece yarısında (%50) görülmektedir. ABD’de, K12 Güvenlik Bilgi Değişimi’nden (SIX) elde edilen en son rakamlar, 2016 ve 2022 yılları arasında ülkenin her okul gününde birden fazla siber olay yaşadığını ortaya koyuyor. 

    Eğitim kurumları neden bu kadar popüler bir hedef?

    Sınırlı bütçe ve bilgi birikimi: Eğitim sektörü, sınırlı siber güvenlik yetenekleri söz konusu olduğunda güvenlik bütçeleri daha fazla olan özel işletmelerle rekabet edemez. Aynı bütçe baskısı, kurumların genellikle güvenlik araçlarına harcayacak fazla parası olmadığı anlamına gelir. Bu da kapsam ve kabiliyet açısından tehlikeli boşluklar yaratabilir. 

    Kişisel cihazlar: Microsoft’a göre BYOD ABD’deki okullarda yaygın, üniversitede ise her yerde öğrencilerden kendi dizüstü bilgisayarlarını ve mobil cihazlarını kullanmaları bekleniyor. Yeterli güvenlik kontrolleri yapılmadan okul ağlarında oturum açmalarına izin verilirse bu cihazlar farkında olmadan tehdit aktörlerine hassas verilere ve sistemlere giden bir yol sağlayabilir.

    Hatalı kullanıcılar: İnsanlar güvenlik personeli için en büyük zorluklardan biri olmaya devam ediyor. Eğitim ortamlarındaki çok sayıdaki personel ve öğrenci, onları kimlik avı için popüler bir hedef hâline getiriyor.

    Açıklık kültürü: Okullar, kolejler ve üniversiteler tipik işletmeler gibi değildir. Bilgi paylaşımı kültürü ve dış iş birliğine açıklık, riske davetiye çıkarabilir ve tehdit aktörlerinin yararlanabileceği fırsatlar sağlayabilir. Özellikle e-posta iletişimi üzerinde daha sıkı kontroller tercih edilir. Ancak mezunlar ve bağışçılardan hayır kurumlarına ve tedarikçilere  kadar çok sayıda bağlantılı üçüncü taraf varken bu zordur.   

    Geniş bir saldırı yüzeyi: Eğitim tedarik zinciri, son yıllarda sanal öğrenme ve uzaktan çalışmanın ortaya çıkmasıyla genişleyen siber saldırı yüzeyinin sadece bir yönüdür. Bulut sunucularından kişisel mobil cihazlara, ev ağlarına ve çok sayıdaki değişken personel ve öğrenciye kadar, tehdit aktörlerinin hedef alabileceği birçok hedef vardır. Pek çok eğitim kurumunun yamalanmamış ve desteklenmeyen eski yazılım ve donanımları kullanıyor olması da bu durumu daha da kötüleştiriyor.

    PII ve IP: Okullar ve üniversiteler, sağlık ve finansal veriler de dahil olmak üzere personel ve öğrenciler hakkında büyük hacimlerde kişisel olarak tanımlanabilir bilgi (PII) depolar, yönetir ve işler. Bu da onları finansal motivasyonlu fidye yazılımı aktörleri ve dolandırıcılar için cazip bir hedef hâline getiriyor. Pek çok üniversitenin yürüttüğü hassas araştırmalar da onları ulus devletlerin dikkatine sunuyor. 

    Eğitim kurumları  siber riski nasıl azaltabilir?

    Tehdit aktörlerinin okulları, kolejleri ve üniversiteleri hedef almasının kendine özgü bir dizi nedeni olabilir. Ancak genel olarak konuşmak gerekirse bunu yapmak için kullandıkları teknikler denenmiş ve test edilmiştir. Bu da olağan güvenlik kurallarının geçerli olduğu anlamına gelir. 

    ·       Hesapları korumak için güçlü, benzersiz parolalar ve çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) kullanın

    • Hızlı yama, sık yedekleme ve veri şifreleme ile iyi bir siber hijyen uygulayın
    • Bir ihlalin etkisini en aza indirmek için sağlam bir olay müdahale planı geliştirin ve test edin
    • Kimlik avı e-postalarının nasıl tespit edileceği de dahil olmak üzere en iyi güvenlik uygulamaları konusunda personeli, öğrencileri ve yöneticileri eğitin
    • Öğrencilerle cihazlarına önceden yüklemelerini beklediğiniz güvenlik önlemleri de dahil olmak üzere ayrıntılı bir kabul edilebilir kullanım ve BYOD politikasını paylaşın
    • Kuruluşunuzun uç noktalarını, verilerini ve fikri mülkiyetlerini koruyan saygın siber güvenlik tedarikçisiyle bir iş ortaklığı yapın
    • Şüpheli faaliyetleri 7/24 izlemek ve tehditleri kurumu etkilemeden önce yakalayıp kontrol altına almaya yardımcı olmak için yönetilen algılama ve yanıt (MDR) kullanmayı düşünün.

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Subnautica 2 Geliştirici Günlükleri'nin İlki Erken Erişim'e Gerisayımı Başlattı

    Subnautica 2 Geliştirici Günlükleri'nin İlki Erken Erişim'e Gerisayımı Başlattı

    Subnautica ve Subnautica: Below Zero’yu geliştiren Unknown Worlds, Subnautica 2’nin ilk geliştirici günlüğü vlog’unu yayınlayarak oyunun Erken Erişim yolculuğunu resmen başlattı.

     

    Subnatuca 2 – Geliştirici Günlükleri İlk Vlog: [LINK]

     

    Videoda, oyunun Tasarım Lideri Anthony Gallegos, hem serinin eski hayranlarını hem de ilk kez seriye giriş yapacak oyuncuları Subnautica 2 Erken Erişim yolculuğuna katılmaya davet ediyor. Unknown Worlds ayrıca Subnautica 2’nin geliştirme aşamasından ilk görüntüleri de paylaşıyor. Bu görüntülerde co-op modu, yeni gezegen ve burada karşılaşacağınız araçlardan ve yaratıklardan bazılarının kısa bir tanıtımı yer alıyor.

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • YEO'dan çocuklara temiz gelecek  okullara güneş enerjisi!

    YEO'dan çocuklara temiz gelecek okullara güneş enerjisi!

    Türkiye’nin yenilenebilir enerji ve enerji teknolojileri markası YEO Teknoloji, çocuklara enerji bilinci kazandırmak amacıyla “Enerjik YEO” isimli sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile başlayan proje kapsamında yazar Ömür Kurt’un hazırladığı ‘Enerjik YEO’ kitabı, çocukları eğlendirerek eğitirken, YEO Teknoloji, Türkiye’de enerji altyapısı sınırlı okullara güneş enerjisi sistemleri kurarak kendi enerjilerini üretmelerini sağlayacak.

     

    23 Nisan’da İstanbul’dan başladı

     

    Projenin tanıtımı ve ilk ayağı İstanbul Maltepe Mürüvvet Hanım İlkokulu’nda başladı. Ömür Kurt tarafından kaleme alınan ve çocukların enerjiyle tanışmasını hedefleyen “Enerjik YEO” kitabı, düzenlenen imza gününde çocuklarla buluştu. Enerjik YEO, 7-11 yaş grubuna enerjiyi, yenilenebilir kaynakları ve sürdürülebilirliği eğlenceli bir hikaye kurgusuyla anlatıyor. 

     

    Hikayeyi gerçeğe dönüştürecek 

     

    Projenin başladığı Mürüvvet Hanım İlkokulu’nda YEO Teknoloji’nin yatırımıyla güneş enerjisi sistemi kurulacak. Böylece okulun tüm enerji ihtiyacı yenilenebilir kaynaklardan karşılanacak. Bu dönüşümle çocuklar öğrendiklerini gerçek hayatta gözlemleyebilecek. YEO Teknoloji, bu modeli yıl içinde Türkiye’de farklı şehirler ve okullarda da hayata geçirecek. Türkiye genelinde seçilecek farklı şehirlerdeki okullara güneş enerjisi sistemleri kurarak projenin etki alanını genişletecek. YEO Teknoloji, her yeni okulda yeni nesillere temiz enerjiyle tanışma fırsatı sunarken, kurduğu sistemlerle okulları sürdürülebilir bir geleceğin parçası haline getirecek. 

     

    Binlerce öğrenciye ulaşacak

     

    Projenin lansmanında konuşan YEO Teknoloji CEO’su Tolunay Yıldız, Enerjik YEO’nun bir sosyal sorumluluk projesinden fazlası olduğunu belirterek şunları söyledi: “Hem çocuklara enerji bilinci kazandırmak hem de onların okullarını gerçek birer sürdürülebilirlik modeline dönüştürmeyi hedefliyoruz. 2025 yılı boyunca devam edecek olan projesi ile farklı şehirlerde binlerce öğrenciye ulaşmak istiyoruz.”

     

    Gelişmiş enerji depolama çözümlerinden, elektrik şebekelerine, yüksek gerilim trafo merkezleri, yenilenebilir enerji santralleri, endüstriyel tesislerin enerji dönüşümünden hidrojene kadar farklı alanlarda projeler yürüten YEO Teknoloji, 3 kıtada ve 30’dan fazla ülkede 400’den fazla proje tamamladı. YEO Teknoloji, dekarbonizasyon, desantralizasyon ve dijitalizasyon odaklı çalışmalarıyla daha yaşanabilir bir dünya için ‘Bizce mümkün’ sloganıyla büyümeye devam ediyor.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Siber Bağışıklık, Türkiye'deki uzmanların %82'si tarafından siber suçlulara karşı umut verici bir strateji olarak kabul ediliyor

    Siber Bağışıklık, Türkiye'deki uzmanların %82'si tarafından siber suçlulara karşı umut verici bir strateji olarak kabul ediliyor

    Kaspersky, GITEX Asia 2025’te Türkiye’deki siber güvenlik uzmanlarının %82’sinin, Siber Bağışıklığı siber suçluların ağlara sızma ve sistemleri tehlikeye atma yeteneklerini en aza indirmek için etkili bir strateji olarak gördüğünü belirten son araştırma bulgularını açıkladı. Bu görüşler, yalnızca ek siber güvenlik çözümlerine güvenmek yerine tasarım yoluyla güvenli sistemler geliştirmeye yönelik artan bir talebe işaret ediyor.

    Kaspersky tarafından yaptırılan araştırma, işletmelerin giderek öngörülemez hale gelen siber ortamlara nasıl hazırlandığını ve BT güvenliğinin geleceğini hangi yeni temaların şekillendirdiğini anlamayı amaçlıyor. Çalışma kapsamında Asya Pasifik bölgesi, Orta Doğu, Türkiye ve Afrika, Avrupa, Amerika ve Rusya’dan 850 siber güvenlik uzmanıyla anket çalışması gerçekleştirildi.

    Kaspersky’nin araştırmasının odak noktalarından biri, katılımcıların “Siber Bağışıklık” terimine ne kadar aşina oldukları ve siber tehditlere karşı güvenilir koruma sağlamadaki potansiyel etkinliğini nasıl değerlendirdikleriydi. Siber Bağışıklık, Kaspersky tarafından belirli geliştirme metodolojileri ve mimari gereksinimler nedeniyle tasarım gereği güvenli olan, siber saldırılara karşı doğuştan gelen bir esnekliğe sahip ve harici siber güvenlik çözümleriyle ilişkili maliyetleri en aza indiren BT ve OT sistemleri olarak tanımlanıyor. Araştırma, Türkiye’deki katılımcıların %86’sının bu terime aşina olduğunu ve doğru anlamını anladığını ortaya koydu.

    Türkiye’de bu terim hakkında bilgi sahibi olanların %82’si Siber Bağışıklığı, ağlara sızmaya ve sistemleri tehlikeye atmaya çalışan siber suçluların yeteneklerini en aza indirmek için oldukça etkili bir strateji olarak görüyor. Sunduğu belirli siber güvenlik avantajları sorulduğunda, Türkiye’deki katılımcıların yaklaşık üçte biri (%35) siber saldırıların sıklığını önemli ölçüde azaltabileceğini söylerken, biraz daha büyük bir oran (%41) bu tür saldırıların olumsuz etkilerini en aza indirebileceğini düşünüyor. Katılımcıların %24’ü Siber Bağışıklığın her iki sonucu da aynı anda elde edebileceğine inanıyor. Bu görüşler, şirketler arasında geleneksel güvenlik açığına duyarlı sistemler için siber güvenlik çözümlerinin kullanımından daha fazla umut veren, tasarımdan itibaren güvenli sistemlere potansiyel bir geçiş için artan ihtiyacı vurguluyor.

    Bu talebe yanıt olarak Kaspersky, işletim sistemi KasperskyOS’un kapsamını gömülü bir platformdan genel amaçlı bir temele doğru genişlettiğini duyurdu. Başlangıçta sıkı koruma gerektiren belirli sektörler için siber bağışıklığa sahip çözümler oluşturmaya yönelik bir platform olarak tasarlanan KasperskyOS, artık modern BT sistemlerini kullanan tüm sektörlerde daha geniş bir bağlamda tanınıyor. KasperskyOS yalnızca siber güvenlik sorunlarını ele almakla kalmıyor, aynı zamanda altyapı dayanıklılığını da artırıyor. Müşterilerin doğrudan güvenli bir platform üzerinde çözümler geliştirmesini sağlayan Kaspersky, siber güvenlikte bir sonraki evrimsel adımı sunarak, güvenlik açıklarını ortaya çıktıktan sonra yalnızca yamalamaktan ve bunları yalnızca harici siber güvenlik çözümleriyle hafifletmekten uzaklaşıyor.

    KasperskyOS İş Birimi Başkanı Dmitry Lukiyan, şunları söylüyor: “Bu bilgileri GITEX 2025’te küresel BT liderleriyle paylaşmaktan heyecan duyuyoruz. Bulgular uzun zamandır beklediğimiz bir değişimin teyidi niteliğinde: kuruluşlar reaktif araçların ötesine geçiyor ve tasarım gereği güvenli sistemler talep ediyor. Tasarımla güvenli sistemler oluşturmaya yönelik Siber Bağışıklık yaklaşımımızla tehditleri yalnızca tespit etmekle kalmayıp, yapısal olarak önleyen bir sonraki adımı sunuyoruz. KasperskyOS’un gömülü kullanımdan genel amaçlı güvenli bir platforma genişletilmesiyle, müşterilerin yönetimi daha kolay, işletmesi daha güvenli ve yarının zorluklarına hazır esnek dijital ortamlar oluşturmasına yardımcı oluyoruz.”

    Kaspersky, GITEX Asia’ya Siber Bağışıklık (Cyber Immunity) ortağı olarak katılıyor ve fuar alanında özel bir Kaspersky Cyber Immunity Konferansı düzenliyor. Bu etkinlikte BT ve OT yakınsaması, Siber Bağışıklık yaklaşımı ve diğer siber güvenlik konularını tartışan sektör uzmanlarının görüşleri yer alıyor. Katılımcılar ayrıca siber güvenlik tehditlerine genel bir bakış elde ediyor ve 2025 için önemli trendleri ve ortaya çıkan riskleri keşfediyor.

    KasperskyOS ve Siber Bağışıklık yaklaşımı hakkında daha fazla bilgi için web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • DLSS, Steel Seed, The Talos Principle: Reawakened ve daha fazlası dahil olmak üzere 6 yeni oyunda performansı hızlandırıyor

    DLSS, Steel Seed, The Talos Principle: Reawakened ve daha fazlası dahil olmak üzere 6 yeni oyunda performansı hızlandırıyor

    NVIDIA’nın RTX teknolojileri, 700’ün üzerinde oyun ve uygulamada GeForce RTX oyuncularına en üstün PC deneyimini sunuyor. Bu hafta ise DLSS 4, Çoklu Kare Oluşturma (Multi Frame Generation) ile Steel Seed oyununda performansı katlıyor.

     

    DLSS Kare Oluşturma (Frame Generation) ve DLSS Süper Çözünürlük (Super Resolution), RuneScape: Dragonwilds, Tempest Rising ve The Talos Principle: Reawakened oyunlarında kullanılabiliyor. Ayrıca, Clair Obscur: Expedition 33 DLSS Süper Çözünürlük desteğiyle piyasaya çıkarken, Commandos: Origins de artık DLSS Süper Çözünürlük ile oynanabiliyor.

     

    İşte bu yeni oyunlara ve RTX teknolojisinin GeForce RTX oyuncuları için nasıl kusursuz bir bilgisayar deneyimi sunduğuna ve daha derinlemesine bilgi için bu makaleye göz atın:

     

    • Steel Seed: Storm in a Teacup ve ESDigital Games’in geliştirdiği Steel Seed, insanlığın yok oluşun eşiğinde olduğu karanlık bir bilim kurgu dünyasında geçen bir gizlilik-aksiyon macerası oyunu. Steel Seed, 22 Nisan’da çıkış yaptığında tüm GeForce RTX oyuncuları DLSS ile performanslarını artırabilecek. GeForce RTX 50 Serisi kullanıcıları DLSS Multi Frame Generation sayesinde en yüksek kare hızlarına ulaşabilirken, RTX 40 Serisi sahipleri DLSS Frame Generation ile performanslarını katlayabilecek. Tüm RTX oyuncuları ise NVIDIA’nın en yeni dönüştürücü yapay zeka modeliyle güçlendirilen DLSS Super Resolution özelliğini aktif hale getirebilecek. Oyunun çıkışından önce, Steam kullanıcıları DLSS Super Resolution ile geliştirilmiş demoyu buradan indirebilir.
    • Tempest Rising: 90’lar ve 2000’lerin efsanevi RTS oyunlarından ilham alan Slipgate Ironworks’ün Tempest Rising oyunu, alternatif bir tarih kurgusunda geçen, klasik üs kurma mekaniğine sahip bir gerçek zamanlı strateji deneyimi sunuyor. Oyunda, her biri kendine özgü savaş ve ekonomi yaklaşımına sahip iki oynanabilir fraksiyon bulunuyor. Bu da her türden oyuncuya farklı strateji seçenekleri sunuyor. Tempest Rising, şu anda Advanced Access sahipleri için erişime açık ve genel çıkışı 24 Nisan’da gerçekleşecek. Ne zaman savaşa katılırsanız katılın, eğer bir GeForce RTX GPU’ya sahipseniz, performansınızı DLSS Frame Generation ve DLSS Super Resolution ile artırabilirsiniz.
    • The Talos Principle: Reawakened: Bu, Croteam ve Devolver Digital’ın ödüllü birinci şahıs bulmaca oyununun en kapsamlı ve kesin sürümü. Şu anda erişime açık olan bu yeni versiyon, yalnızca bir yeniden düzenleme (remaster) değil; yepyeni bir bölüm, Road to Gehenna DLC’si, Unreal Engine 5 ile güçlendirilmiş gelişmiş görseller, yaşam kalitesi iyileştirmeleri ve erişilebilirlik özellikleriyle geliyor. GeForce RTX 40 Serisi sahipleri, kare hızlarını artırmak için DLSS Frame Generation’ı etkinleştirebiliyor. Tüm GeForce RTX kullanıcıları ise DLSS Super Resolution’dan yararlanabiliyor. Performans açısından ekstra güce sahip olan kullanıcılar için DLAA desteği de sunuluyor; bu da daha zengin bir görsel deneyim sağlıyor. Ayrıca, NVIDIA Reflex PC gecikmesini azaltarak oyun tepkiselliğini artırıyor. Tüm GeForce RTX GPU’larda bulunan özel Işın İzleme Çekirdekleri, donanım hızlandırmalı ışın izleme efektleri etkinleştirildiğinde yüksek performansın korunmasına yardımcı oluyor.
    • RuneScape: Dragonwilds: Jagex’s RuneScape: Dragonwilds oyununda, Anima tarafından harap edilmiş, el işçiliğiyle tasarlanmış büyüleyici bir dünyayı keşfedin. Yüksek fantezi atmosferi, hafif RPG unsurları ve ikonik RuneScape evreninin bilgeliğini bir araya getiren bu yepyeni macera, daha önce hiç görülmemiş bir kıtada geçiyor. RuneScape: Dragonwilds, kısa süre önce Erken Erişim sürecine girdi ve ilk günden itibaren DLSS Frame Generation, DLSS Super Resolution ve DLAA desteğiyle oyuncularla buluştu
    • Clair Obscur: Expedition 33: Her yıl, Paintress uyanır ve anıtına lanetli bir sayı çizer. O yaşta olan herkes bir anda dumana dönüşür ve yok olur. Gustave ve diğer Keşifçilerin (Expeditioners) bu ölüm döngüsünü sonsuza dek kırmak için çıktıkları umutsuz yolculuğa katılın. Sandfall Interactive ve Kepler Interactive ortak yapımı Clair Obscur: Expedition 33, 24 Nisan’da çıkıyor. GeForce RTX oyuncuları, performansı artırmak için DLSS Super Resolution’ı etkinleştirebiliyor ya da mümkün olan en yüksek görüntü kalitesi için DLAA özelliğini kullanabiliyor.
    • Commandos: Origins: Claymore Game Studios ve Kalypso Media’nın Commandos: Origins oyununda, efsanevi II. Dünya Savaşı elit birliğinin ilk adımlarına tanıklık edin. Bu yeni sürüm, klasik Commandos serisine geri dönerek gerçek zamanlı taktik türünün temellerine sizi götürüyor. GeForce RTX GPU’larına sahip oyuncular, kare hızlarını artırmak için DLSS Super Resolution’ı etkinleştirebilir.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • The War Within 11.1.5 güncellemesinde Sureki kuvvetleriyle ve daha fazlasıyla mücadele et. Şimdi oyunda!

    The War Within 11.1.5 güncellemesinde Sureki kuvvetleriyle ve daha fazlasıyla mücadele et. Şimdi oyunda!

    World of Warcraft’ın en yeni The War Within güncellemesi 11.1.5 şimdi çıktı. Güncelleme ile beraber heyecan verici etkinlikler, gelişmiş kullanıcı arayüzü özellikleri ve ödüllendirici meydan okumalar geliyor. Şu anda mevcut olan içeriklere ve önümüzdeki birkaç hafta içinde eklenecek içeriklere göz at:

     

    • Yeni Açık Hava Etkinliği: Nightfall
      • Kraliçe Ansurek’in yenilgisinin ardından Hallowfall’u işgal eden Sureki kuvvetlerine, Flame’s Radiance grubundan yeni müttefikler ile beraber karşı koy. 
    •  
      • Zorlu öncü patronların izini sürmek için baskın tarzı haftalık senaryolara ve görevlere katıl ve özel ödüller sunan yepyeni bir itibar yolunda ilerle.
    • Yeni Kullanıcı Arayüzü Özelliği: Bekleme Süresi Yöneticisi
      • Bekleme Süresi Yöneticisi, yetenek takibini geliştiren yeni bir yerleşik arayüz özelliğidir.
    • Horrific Visions’a Geri Dönüş (20 Mayıs’ta Başlıyor): 
      • N’Zoth’un hiçlikle yoğurup yozlaştırdığı Stormwind ve Orgrimmar şehirlerini, Bronz Ejderha Kavminden Chromie’nin yardımıyla yeniden deneyimle.
      • Zorluk seviyesi destansı bir ekipman gelişimi deneyimi için ayarlanan tek oyunculu veya grup modlarında oynama seçeneği. 
    •  
      • Yeni maskeler ile warping talent ağaçlarının yanı sıra; binekler, pet’ler ve transmog setleri gibi hem yeni hem de geri dönen harika ödülleri içerir.
    • Yeni Sınırlı Süreli Etkinlik: Dastardly Duos (3 Haz. – 15 Tem.) 
      • Birden fazla patron içeren, yüksek tempolu savaşlarda Azeroth’un efsanevi düşmanlarına karşı mücadeleye katıl. 
    •  
      • Dinamik dalgalar ve puan tabanlı skor sistemi; binekler, pet’ler ve görünümler gibi özel ödüller kazanabilmeleri için tüm yetenek seviyelerindeki oyunculara heyecan dolu tekrar oynayabilme özelliği sunuyor. 

     

     

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı