Blog

  • Longines Spirit Zulu Time 1925 – Orada saat kaç?

    Longines Spirit Zulu Time 1925 – Orada saat kaç?

    Longines, farklı zaman dilimlerinde zamanı ölçme konusundaki yüz yılı aşkın deneyimini, 1925’te tanıttığı ilk çift zaman dilimli kol saatinin 100. yılına özel ürettiği Longines Spirit Zulu Time 1925 modelini tanıtarak kutluyor. Lansman kapsamında Longines’in Zarafet Elçisi Henry Cavill, zaman dilimlerini aşan yolculukları ve küresel bağlantı ruhunu temsil ettiği yeni kampanyada, basit olduğu kadar da derin bir soruya cevap arıyor: “Orada saat kaç?”

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • İstanbul limanından Londra'nın sisli kıyılarına uzanan sıra dışı macera: “İstanbul'dan Londra'ya Şileple Bir Yolculuk"

    İstanbul limanından Londra'nın sisli kıyılarına uzanan sıra dışı macera: “İstanbul'dan Londra'ya Şileple Bir Yolculuk"

    VBKY’nin edebiyat kitaplığı, “İstanbul’dan Londra’ya Şileple Bir Yolculuk” adlı eserle genişlemeye devam ediyor. Bu kitap, okurları İstanbul’un hareketli limanından Londra’nın sisli kıyılarına uzanan sıra dışı bir yolculuğa davet ediyor. Jules Verne ve Camille Flammarion gibi yazarlardan etkilenerek coğrafyaya ve yazıya ilgi duyan Faik Sabri Duran, bu ilgisini Sorbonne Üniversitesi’nde aldığı coğrafya eğitimiyle pekiştirdi. “Telamon” adlı bir şileple çıktığı bu yolculuk, Duran’ı yalnızca bir coğrafyacı olarak değil, aynı zamanda bir yazar ve düşünür olarak da satırlara taşıyor. İzmir’in canlı sokaklarından Pire’nin antik limanına, Amsterdam’ın kanallarından Londra’nın tarihi dokusuna uzanan bu rota, yazarın zengin deneyimleri ve derin gözlemleriyle hayat buluyor. Kitap, yalnızca coğrafi bir güzergâhı değil; farklı kültürlerin, insanların ve yaşam tarzlarının oluşturduğu zengin bir kültürel haritayı da gözler önüne seriyor. İstanbul Üniversitesi’nde Prof. Erich Obst ile Coğrafya Enstitüsü’nü kurarak akademik alanda da öncü bir isim olan Faik Sabri Duran’ın bu eseri, hem bir dönemin Avrupa’sına açılan bir pencere hem de bir yazarın iç dünyasına yapılan anlamlı bir yolculuk niteliği taşıyor.

    Kitaptan:

     “Çarkçıbaşı tam bir Felemenkli tipi… Başında bir kalpağı ve bol şalvarı ile ayaklarında tahta ayakkabıları eksik… Mavi gözlü, şişman bir adam… Ağzına piposunu alınca tip daha tamamlanıyor. Kendine mahsus garip bir İngilizceyle bana Türklerden bahsediyor. “Balkanlılar içinde en çok Türkleri severim” diyor ve on yaşındaki çocuğunun Türkleri nasıl tasavvur ettiğini birçok jestler yaparak anlatıyor. Bu jestlere nazaran çocuğun hayalinde doğan Türk tasviri palabıyıklı, şalvarlı ve yatağanlı bir yeniçeri ağası olsa gerek.”

     Yazar Hakkında;

     1884’te İstanbul’da doğan Faik Sabri Duran, Üsküdar Askeri ve Mülki İdadisi ile Saint Benoit’da okumuş, 1900’de mezun olmuştur. 1906’da Paris’e kaçmış, 1908’de Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle yurda dönmüştür. 1909’da Maarif Nezareti’nin açtığı sınavı kazanarak Paris’e gitmiş ve Sorbon Üniversitesi’nde coğrafya eğitimi almıştır. 1911’de eğitimini tamamlayıp İstanbul’a dönmüş, Prof. Erich Obst ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde “Coğrafya Enstitüsü”nü kurmuştur. 1926’da İstanbul’a döndükten sonra 1928 yılına kadar Maarif Vekâleti Talim ve Terbiye Dairesi’nde çevirmen olarak çalışmış, sonrasında da öğretmenlik yapmıştır. Türkiye Coğrafya Kurumu’nun kurucularından olan Faik Sabri İngilizce ve Fransızcadan pek çok tercüme yapmıştır. 7 Mayıs 1943’te İstanbul’da vefat etmiştir. Çoğunluğu coğrafya ders kitabı ve atlas olmak üzere çeşitli konularda yaklaşık 100 eser kaleme almıştır. “Mösyö Elektrik” ve “Bir Haftada Devr-i Âlem” isminde iki romanı vardır.

     KÜNYE

    Yayınevi: VBKY

    Kategori: Edebiyat

    Kitabın adı: İstanbul’dan Londra’ya Şileple Bir Yolculuk

    Yazar: Faik Sabri Duran  

    Proje Editörü ve Son Okuma: Dr. Hazal Bozyer  

    Yayına Hazırlayan: Ahmet Duran Arslan

    Kapak ve Sayfa Uygulama: Faruk Özcan 

    Sayfa Sayısı: 350

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • İzmir ve Finlandiya arasında dostluk köprüsü

    İzmir ve Finlandiya arasında dostluk köprüsü

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Finlandiya Büyükelçiliği’nin resepsiyonuna katıldı. Başkan Tugay, İzmir’in bu tür etkinliklere ev sahipliği yapmasının önemine değinerek “İzmir asla kapalı kutu olmaması gereken bir şehir. Zaten genlerinde uluslararası olma özelliği var” dedi. Finlandiya Büyükelçisi Pirkko Hämäläinen ise İzmir’e geldiğinde mutlu insanların şehrine konuk olduğunu hissettiğini belirterek “Gelecekte iş birliği yapabileceğimiz çok fazla ortak konu bulabileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu. 

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay eşi Öznur Tugay ile Finlandiya Büyükelçiliği tarafından düzenlenen resepsiyona katıldı. Bornova Mattheys Köşkü’ndeki gecede Finlandiya Büyükelçisi Pirkko Hämäläinen, Finlandiya’nın İzmir Fahri Konsolosu Haluk Özyavuz, iş dünyasının temsilcileri ve davetliler yer aldı. Başkan Dr. Cemil Tugay, İzmir’in bu tür etkinliklere ev sahipliği yapmasının önemine değinerek “İzmir asla kapalı kutu olmaması gereken bir şehir. Zaten genlerinde uluslararası olma özelliği var. Çok kültürlü bir yaşamı var. Ama bunu yansıtacak şekilde şehir dinamiği olmalı. Bize misafir olan insanları doğru ağırlamamız, doğru iletişim kurmamız lazım. Bu akşam burada olmak benim için hem keyif hem de bir görev. Finlandiya ile ilgili hep mutlu insanların ülkesi, huzur ülkesi diye bahsedilirdi. Bunu duyarak büyüdük. Finlandiya aynı zamanda bizim için özel bir dost. Finlerle Türkler arasında genetik bir benzerlik olduğu da söylenir. Aramızdaki dostluğun gelişmesine katkı sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Bizim için paradan önce dostluk geliyor. Zaten ekonomik ilişkiler de sağlam dostluklar üzerine kuruluyor. Güven oluşmadan ilişki kurulamıyor. Finlandiya yüzde 100 güven duyduğumuz, yakın olmak istediğimiz ülkelerden birisi. Daha sık görüşmeyi diliyorum” dedi. 

    “İş birliklerini devam ettirmek için oldukça hevesliyim”
    İzmir’e ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdiğini aktaran Büyükelçi Pirkko Hämäläinen, İzmir’e geldiğinde mutlu insanların şehrine konuk olduğunu hissettiğini belirterek “Bu akşam burada olmak harika. Bizleri yani İzmir ve Finlandiya’yı birbirine bağlayan farklı konular olduğunu fark etmek çok güzel. Gelecekte iş birliği yapabileceğimiz çok fazla ortak konu bulabileceğimizi düşünüyorum. Bu ilk resmi ziyaretim, gelecekte farklı seviyelerdeki iş birlikleri için de bir şeyler öğrenmemi sağladı. Bunu devam ettirmek için oldukça hevesliyim” diye konuştu. 

    “Kültürel bağları büyütmek için bir aradayız”
    Finlandiya’nın İzmir Fahri Konsolosu Haluk Özyavuz ise “Sizi bu akşam bu özel resepsiyonda ağırlamak bizler için bir zevk ve onurdur. Demokrasinin kalbi olarak değerlendirilen ve 80 yıldır dünyanın en mutlu ülkesi olarak tanınan bir ülkenin parçası olmak çok güzel bir şey. Bu akşam arkadaşlığımızı geliştirmek, ortak değerlerimizi paylaşmak ve topluluklarımız arasındaki kültürel bağları büyütmek için bir aradayız” ifadelerini kullandı.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Menemen yemeği artık resmen Menemen'e ait!

    Menemen yemeği artık resmen Menemen'e ait!

    Menemen’in değerlerini korumak ve geleceğe taşımak için sokak sağlıklaştırma projesinden, kent arşivi ve müzesine kadar birçok çalışma yürüten Menemen Belediyesi, ilçenin adıyla anılan ve ünü Türkiye sınırlarını aşan Menemen yemeğinin coğrafi işaretini aldı. Menemen Menemeni’nin tescillenmesini değerlendiren Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, “Sofralarda her öğün tüketilebilen ve ilçemizle anılan Menemen yemeğimiz, artık resmiyette de Menemen’in ve Menemenlilerindir. İlçemize, İzmir’imize, ülkemize hayırlı olsun” dedi.

    Menemen Belediyesi, Başkan Aydın Pehlivan öncülüğünde ilçenin değerlerini koruyup, gelecek kuşaklara aktarmayı sürdürüyor. İki hafta önce bir milyonu aşkın kişiyi Emiralem Çilek Festivali yoluyla Emiralem Çileği ile buluşturan ve yörenin çileğinin tanıtılması için kapsamlı bir etkinliğe imza atan Menemen Belediyesi, şimdi de sofraların geleneksel ve değişmez yemeklerinden olan Menemen yemeğinin coğrafi ismini aldı.

    “Kültürümüze, tarımsal ürünlerimize, tarihimize, soframıza ve geleceğimize sahip çıkıyoruz”

    İlçeyle aynı isimle anılan Menemen Menemeni için yürütülen hummalı çalışmalar neticesinde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından verilen coğrafi işaretin çok kıymetli olduğunu dile getiren Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, “Kültürümüze, tarımımıza, tarihimize, geleceğimize ve soframızdaki yemeğime sahip çıkarak Menemen’in değerlerini gelecek nesillere taşımayı, vazgeçilmez bir sorumluluk olarak görüyoruz. Gerek sokak sağlıklaştırma ve kent arşivi ve müzesi projemizle tarihimize, gerekse de festivallerimizle çileğimize, incirimize, çömleğimize sahip çıkıyoruz. Antik çağlardan beri binlerce yıllık geçmişi olan bu topraklarda oluşan zenginliği çocuklarımıza ve yarınlarımıza aktarmayı çok önemsiyoruz. Menemen Menemeni için aldığımız bu coğrafi işaret de çalışmalarımızın hem bir nişanesi hem de meyvesi olmuştur. Artık gururla söyleyebiliriz ki sofralarda her öğün tüketilebilen ve ilçemizle anılan Menemen yemeğimiz, artık resmiyette de Menemen’in ve Menemenlilerindir.” dedi.

    Ürünün Tanımı ve Ayırt Edici Özellikleri:

    Menemen Menemeni zeytinyağı, domates, soğan, biber, yumurta, tuz ve karabiber kullanılarak Menemen’de üretilen menemendir. Domateslerin yarısı rendelenerek, yarısı küçük doğranarak kullanıldığından bol sulu olur. Yumurtaların beyaz kısımları sosun içinde karışıp pişirilirken sarısı sulu bırakılır. Menemen Menemeni, etli ve domatesli olan bir çeşit güveç yemeğinde et yerine yumurta konularak değiştirilmesi suretiyle ortaya çıkmıştır.
     

    Menemen Menemeni’nin Menemen ilçesinde köklü bir geçmişi vardır. Menemen ilçesinin mutfak kültüründe önemli bir yere sahiptir. Bu sebeplerle coğrafi sınır ile ün bağı bulunur.

    2 kişilik Menemen Menemeni için gerekli bileşenler:

    30 ml zeytinyağı
    350 g domates
    200 g soğan
    50 g biber
    2 yumurta (m-orta sınıf)
    2-3 g tuz
    1 g karabiber

    Menemen Menemeni geleneksel olarak coğrafi sınırda yetişen zeytinlerden elde edilen soğuk sıkım zeytinyağı ile yapılır. Yağ tavada iki dakika ısıtıldıktan sonra küçük doğranmış soğanlar tavaya eklenerek orta kısık ateşte pembeleşip iyice yumuşayıncaya kadar yaklaşık 15 dakika sote edilir. Soğanlar yumuşayınca halka şeklinde doğranan ince biberler eklenir. Domatesin yarısı küçük doğranır, yarısı da rendelenerek tavaya eklenir. Bol sulu, yumuşak etli domatesler tercih edilmelidir. Domatesler sos kıvamına gelinceye kadar yaklaşık 5 dakika kısık ateşte pişirilir. Bu aşamada ateş kontrolü suyun buharlaşmaması açısından önemlidir. Domatesler piştikten sonra tuz eklenir. Karıştırdıktan sonra tavanın ortasına açılan boşluğa 2 adet yumurta kırılır. Yumurtalar fazla dağıtılmadan 2 dakika daha kısık ateşte pişirmeye devam edilir. Yumurtaların beyazı pişmeli sarı kısmı sulu kalmalıdır.

    Menemen Menemeninin servisi, üzerine karabiber serpildikten sonra yapılır. Yemeğin sulu olmasına özen gösterilir.

     

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Corendon Airlines 20. Yılını Görkemli Bir Gala Gecesi'yle Kutladı

    Corendon Airlines 20. Yılını Görkemli Bir Gala Gecesi'yle Kutladı

    Corendon Airlines, “Tatil Havayolu” mottosuyla 2005 yılında başladığı gökyüzü yolculuğunda birçok yeniliğe imza atarak milyonlarca misafirine konforlu ve ilham verici bir seyahat deneyimi sundu. Sektördeki yenilikçi yaklaşımı ve güçlü iş birlikleriyle fark oluşturan hava yolu şirketi, 20 yıllık başarı hikâyesini kutlamak için görkemli bir gece düzenledi.

    Katılımcılar yoğun ilgi gösterdi

    Sanatın, eğlencenin ve teknolojinin iç içe geçtiği Antalya Cosmos Theatre’da 22 Mayıs Perşembe akşamı düzenlenen Gala Gecesi’ne, Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer ve Corendon Turizm Grubu’nun Kurucu Ortağı Atılay Uslu ev sahipliği yaptı. Yoğun ilgi gösterilen gecede; Türkiye, Almanya, Hollanda, Belçika, Mısır, İngiltere, Avusturya gibi pek çok ülkeden iş ortakları, kamu kurumlarından, havacılık ve turizm sektörlerinden, iş, spor, siyaset ve medya dünyasından çok sayıda davetli yer aldı.

    Bir hava yolu şirketinden fazlası…

    Gala Gecesi’nin açılış konuşmasını yapan Yıldıray Karaer, Corendon Airlines’ın gökyüzündeki serüvenine değinerek şu ifadeleri kullandı: “Yirmi yıl önce, ortağım Atılay ile birlikte Brüksel’den Amsterdam’a yaptığımız bir araba yolculuğunda Corendon Airlines’i kurma kararı aldık. Amacımız yalnızca bir havayolu şirketi kurmak değil, insanları güvenli, konforlu ve gönülden hizmetle buluşturan bir tatil havayolu olmaktı. Bugün geldiğimiz noktada, bu hayalin milyonlarca yolcuyla paylaşılan büyük bir başarıya dönüştüğünü görmek büyük bir gurur.”

    “35 uçaklı bir filomuzla, yılda 10 milyon yolcuya dokunan ve turizm sektörüne önemli gelirler yaratan bir aile olduk”

    Yenilikçi, dinamik ve güvenli bir marka yaratmak için uğraştıklarını dile getiren Yıldıray Karaer, sözlerine şöyle devam etti: “Geride bıraktığımız 20 yılda, Corendon büyüyen bir hava yolu markası olmakla birlikte; güçlü bir ekip, güvenilir iş ortakları ve sadık yolcularla kurulan bir topluluk haline geldi. 35 uçaklı bir filomuzla, yılda 10 milyon yolcuya dokunan ve turizm sektörüne önemli gelirler yaratan bir aile olduk. Başarılarımızdan gurur duyuyoruz, ancak yolculuğumuz bitmedi. Hâlâ gelişmek, kaliteli hizmet sunmak ve birlikte daha nice yıllar gökyüzünde buluşmak istiyoruz.”

    Konuşmasında değerli iş ortaklarına, “şirketin kalbi” olarak nitelendirdiği çalışanlara ve Corendon’u tercih eden milyonlarca yolcuya teşekkür eden Karaer, “20. yılımızı kutladığımız bu çok özel geceyi sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Birlikte geleceğe doğru uçmaya devam edelim” dedi. 

    Yıldızlarla dolu bir gece

    Gala Gecesi, unutulmaz performanslarla taçlandı. Sahne, Corendon Airlines’ın uçtuğu destinasyonları temsil eden, yaşadıkları şehirlerin ruhunu taşıyan sanatçılara emanet edildi. Ünlü İspanyol şarkıcı Nalaya Brown, başarılı perküsyon sanatçısı Yusuf Özer ve All Star Ekibi, Fransız-Lübnanlı şarkıcı ve dansçı Carolina Karam, etkileyici sahneleriyle The Big Band, Hunkar Dans Show ve enerjik sahne performansıyla Ivi Adamou, izleyenlere görsel ve işitsel bir şölen sundu. Gece, Juni Juliet’in after party performansıyla son buldu.

    Corendon rotasındaki lezzet şöleni

    Gecenin sahne konsepti yemek menüsüne yansıdı. Misafirlere sunulan akşam yemeğinde, Corendon Airlines’ın rotasındaki destinasyonların özgün lezzetleri bir araya geldi. Konukları adeta dünya lezzetleri turuna çıkaran yemekte her tabakta farklı bir destinasyonun tadı, her lokmada başka bir kültürün izleri vardı.

    Corendon Airlines, 20. yılını kutladığı bu özel gecede, geçmişten geleceğe uzanan başarı hikâyesini paylaşırken, sektördeki öncü rolünü ve yolcularına sunduğu eşsiz deneyimi bir kez daha gözler önüne serdi.

    20. yılı taçlandıran harika fırsatlar

    Corendon Airlines 20. yılını kutlarken, yolcularını mutlu edecek harika fırsatlar sunuyor. Seyahat severler için 20.000 koltukta yüzde 20’ye varan indirim sunulan kampanya, 25 Mayıs 2025 – 31 Temmuz 2025 tarihleri arasındaki uçuşlarda geçerli olacak. Kampanyanın kapsadığı uçuşlar ve detaylar, www.corendonairlines.com internet sitesinde yer alıyor.

    Corendon ayrıca, tüm otel rezervasyonlarında yüzde 20 indirim imkânı sunuyor. Hotel.corendonairlines.com üzerinden 20 Mayıs 2025 – 8 Haziran 2025 tarihleri arasında yapılan otel rezervasyonlarında misafirlere indirim kuponu hediye ediliyor. CORENDON20 indirim kodu kullanılarak elde edilecek bu önemli fırsat, 2025 sonuna kadar olan tüm otel rezervasyonlarında geçerli olacak.

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • “Yarınlara İz Bırak” Projesinde Genç Gazeteciler Ödüllerine Kavuştu

    “Yarınlara İz Bırak” Projesinde Genç Gazeteciler Ödüllerine Kavuştu

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İzmir Bölge Müdürlüğü, İzmir İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve Yeni İzmir Gazetesi iş birliğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen “Yarınlara İz Bırak” Okul Gazetesi Projesinin ödül töreni, T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İzmir Bölge Müdürlüğünde gerçekleşti. Programa T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İzmir Bölge Müdürü Cengiz Kutlu Yüksel, İzmir İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, İzmir İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı İlker Erarslan, Yeni İzmir Gazetesi İmtiyaz Sahibi İsmail Atahan Keçeci, Yeni İzmir Gazetesi Genel Yönetmeni İbrahim Irmak, gazeteciler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

    Kasım 2024’te başlayan ve 24 Mayıs 2025’e kadar süren proje kapsamında, İzmir merkez ve ilçelerindeki 35 okuldan yaklaşık 400 öğrenci ve öğretmen yer aldı. Her okuldan öğrenciler, üç sayıdan oluşan, her biri iki sayfalık gazeteler hazırlayarak hem gazeteciliği deneyimledi hem de iletişim becerilerini geliştirme fırsatı buldu. Gazetelerde okul etkinliklerinden yerel tarihe, kültürel değerlerden çevre haberlerine kadar pek çok konu işlendi.

    Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Ardından açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İzmir Bölge Müdürü Cengiz Kutlu Yüksel, gazeteciliğin sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir kamu hizmeti ve sorumluluk alanı olduğuna dikkat çekti. Gençlere seslenen Yüksel, “Yarınlar sizlere emanet. Dijital çağda gazetecilik, doğruyu ve hakikati topluma ulaştırma mücadelesidir.” dedi.

    Kalem, Kılıçtan Keskindir

    İzmir İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, konuşmasında, genç gazetecilerin kalem gücünü övdü. Öğrencilerin, İzmir’in ruhunu ve heyecanını sayfalara taşıdığını belirten Yahşi, “Güçlü kalemi ile sayfaları sütunlara taşıyan öğrencilerimizin her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile birlikte hayata geçirdiğimiz projemiz, öğrencilerimizin gazetecilik mesleğini tanıması için önemli bir fırsattır. Unutmayın ki kalem, kılıçtan keskindir. Onu hakikatin, adaletin ve vicdanın yanında kullandığınız sürece, gerçek gazetecilikte erdemi temsil edersiniz.” diyerek gençleri tebrik etti. Gelecekte güzel ülkemizin başarı hikâyeleri, sizlerin kaleminden dünyaya anlatılacak. Bu vesile ile projeyi hayata geçiren Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı çok kıymetli mensuplarına, öğrencilerimize ve onlara danışmanlık yapan öğretmenlerimize teşekkür ediyorum.” dedi.

    Kalemler Geleceği Yazıyor

    Yeni İzmir Gazetesi İmtiyaz Sahibi İsmail Atahan Keçeci, projenin her yıl gelişerek büyümesini arzuladıklarını dile getirdiği konuşmasında, “Bugün burada sadece bir yarışmaya değil; fikirlerin, kalemlerin, hayallerin ve soruların bir araya geldiği anlamlı bir buluşmaya tanıklık ediyoruz. Okul gazeteleri geleceğin yazarlarının adımıdır. Çünkü bu kalemler, geleceği yazıyor. İkincisini gerçekleştirdiğimiz ‘Yarınlara İz Bırak’ Okul Gazetesi yarışmasını her yıl geliştirerek devam etmek istiyoruz.” diyerek gençlere, “Yazmaya, sormaya ve anlatmaya devam edin.” dedi.

    Yeni İzmir Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Irmak, meslekteki 52 yıllık tecrübesine değinerek, “Bu projede yer alan gençlerin imza attığı haberleri görmekten mutluluk ve onur duydum. Yarınların gazetecilerini karşımda görmek bana büyük keyif verdi. Habercilikte bu denli yetkin bir gençlikle buluşmak meslekî hayatımın en kıymetli anlarından biri.” dedi.

    Gençler Ödüllerine Kavuştu

    Jüri değerlendirmesi sonucunda, İzmir Kız Lisesi proje birinciliğini kazanarak büyük ödüle layık görüldü. İkincilik ödülü, Öğretmen Melahat Aksoy Sosyal Bilimler Lisesine, üçüncülük ödülü ise İzmir Anadolu Lisesine verildi.

    Proje ile yalnızca genel başarı değil, gazetecilik alanındaki farklı yetkinlikler de ödüllendirildi. En iyi manşet kategorisinde, Cemil Midilli Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi ile Karşıyaka Adnan Menderes Anadolu Lisesi ödüle layık görüldü. En iyi köşe yazısı ödülü, Özel KOSBİ Zülfü Mevlüt Çelik Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi ve Hulusi Uçaçelik Anadolu Lisesi arasında paylaşıldı. Tarihi ve kültürel tanıtım alanında ise Cemil Midilli Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi ile Semih Tunay Anadolu Lisesi öne çıktı. En iyi habercilik ödülü de yeniden Karşıyaka Adnan Menderes Anadolu Lisesinin oldu.
    Tören, ödüllerin takdiminin ardından toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Zamanın Kapıları'nın Karakter Posterleri Yayınlandı!

    Zamanın Kapıları'nın Karakter Posterleri Yayınlandı!

    Yeni sezonuyla çok yakında TOD ekranlarında izleyiciyle buluşmaya hazırlanan Zamanın Kapıları dizisinden çok konuşulacak karakter posterleri yayınlandı. İddialı oyuncu kadrosunun yer aldığı posterler, ikinci sezonda izleyiciyi bekleyen sürprizlerin ve derinleşen hikayelerin ipuçlarını taşıyor.

    Her karakterin kendi dünyasını yansıtan etkileyici görseller, dizinin atmosferine dair merakı daha da artırırken; ikinci sezon için beklentileri de bir üst seviyeye taşıdı.

    Birkan Sokullu, Esra Bilgiç, Şükrü Özyıldız, Meral Çetinkaya, İbrahim Selim, Elçin Afacan, Elif Aksu, Enes Külahçı, Mehmet Bilge Aslan, Kaan Turgut, Çiçek Acar ve Mehmet Kurtuluş’un yer aldığı çok güçlü kadrosuyla ekranlara gelecek olan, yapımcılığını Medyapım‘ın üstlendiği TOD STUDIOS imzalı dizinin yönetmen koltuğunda Yunus Ozan Korkut otururken, senaryosunu Ozan Yurdakul ve Sinan Yurdakul kaleme alıyor. 

    Türkiye’nin yanı sıra Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde de eş zamanlı olarak yayınlanacak olan dizinin yeni sezonunun konusu ise şöyle; Sinan (Birkan Sokullu), geçmişin en karanlık gölgesi Ahmet’le (Mehmet Kurtuluş) yeniden yüzleşirken, Nevra’yla (Esra Bilgiç) kurduğu hayat bir kez daha altüst olur. Nevra ailesinin mirasını ayağa kaldırmaya çalışırken, destekçisinin aslında düşmanı olduğunu bilmez: Mert (Şükrü Özyıldız).

    Bu sırada Sinan’ın hayatına giren Sena (Elif Aksu), masumiyetiyle güven duygusunu sarsar. Geçmişin yüküyle bugün arasında sıkışan kahramanlarımız; ihanet, yüzleşme ve tutkuyla örülü bir sezonun içinde hem birbirleriyle hem de kendi karanlıklarıyla savaşmak zorunda kalacak. 

    İkinci sezonuyla daha karanlık, daha derin ve çok daha sarsıcı bir hikâyeye kapı aralayacak olan Zamanın Kapıları, çok yakında TOD’da.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • 4 Bölümlük Seri 'Batı Cephesi: Son Perde' 25 Mayıs Pazar 21.00'de National Geographic Ekranlarında!

    4 Bölümlük Seri 'Batı Cephesi: Son Perde' 25 Mayıs Pazar 21.00'de National Geographic Ekranlarında!

    Nazi Almanyası’nın çöküşünden 80 yıl sonra, Batı Avrupa’nın kurtuluşunu modern gözlerle inceliyoruz. Varolan arşivlerin eşsiz restorasyonu ve uzmanlar tarafından renkli hale getirilmesi, izleyicileri duygusal ve vurucu bir hikâyeye taşıyor. Bu hikâye, kahramanlık ve trajediyi, umut ve umutsuzluğu dengeleyerek, kimseyi dokunulmaz bırakmayan ve vahşetle yapılan bu savaşın gerçekliğini gözler önüne seriyor.

    Dört bölümlük seri “Batı Cephesi: Son Perde”, 25 Mayıs Pazar günü saat 21.00’de National Geographic ekranlarına geliyor.

    Bilimin, keşfin ve hikâye anlatımının gücüne inanarak 130 yılı aşkın bir süredir dünyanın en güvenilir markalarından biri olmayı sürdüren National Geographic’in birbirinden iddialı yapımlarını D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • Bornova'da Çalgı Yapım Çalıştayı büyük ilgi gördü

    Bornova'da Çalgı Yapım Çalıştayı büyük ilgi gördü

    Bornova Belediyesi, yerel üretim ve kültürel mirasa sahip çıkan yaratıcı bir etkinliğe daha ev sahipliği yaptıKültür İşleri Müdürlüğü bünyesinde, Hobi ve Beceri Edindirme Kursları kapsamında 2024 yılında açılan Çalgı Yapım Atölyesi, kısa sürede yoğun ilgi gören bir üretim alanına dönüştü. Bu ilginin sürdürülmesi ve atölyenin daha geniş kitlelere tanıtılması amacıyla 21–22 Mayıs 2025 tarihlerinde Dramalılar Köşkü Kış Bahçesi’nde özel bir çalıştay düzenlendi.

     Ustalardan ilham veren hikayeler

     İki gün süren etkinliğin ilk gününde, Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Ali Maruf Alaskan, katılımcılarla kendi çalgı yapım serüvenini paylaştı. Konservatuvar bünyesindeki çalgı yapım bölümüne dair bilgiler veren Alaskan, el yapımı ve seri üretim çalgılar arasındaki farkları, eski ve yeni tekniklerin karşılaştırmasını ve yerli malzemelerin önemini anlattı.

     Alaskan konuşmasında özellikle Bornova’nın çalgı yapımı açısından sahip olduğu potansiyeli vurgulayarak, “Yerel enstrümanlarımızın korunması ve yeniden üretimi kültürel sürekliliğimiz açısından büyük önem taşıyor” dedi.

     Bir hobi nasıl ustalığa dönüşür?

     Etkinliğin ikinci gününde ise katılımcılar, çalgı yapımına akademik kariyerin yanında tutkuyla bağlanmış bir ismi dinledi. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Topuzkanamış, hobi olarak başladığı çalgı yapımı serüveninin zamanla ünlü müzisyenlere enstrüman üreten bir ustalığa dönüşmesini anlattı. Katılımcılar, bu atölye süresince temel yapım süreçlerini yerinde izleme ve birebir uygulama imkânı da buldu.

     El emeği, göz nuru: Öğrencilerden bağlama sergisi

     Çalıştay süresince, Ekim 2024’ten bu yana Bornova Belediyesi’nin Çalgı Yapım Atölyesi’nde eğitim alan kursiyerlerin el emeğiyle ürettiği bağlamalar da sergilendi. Bu sergi, kursun teknik eğitiminin yanı sıra estetik ve kültürel değer üretimine de katkı sunduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

     Başkan Eşki: “Yerel kültürümüzü yaşatan üretim alanlarını çoğaltıyoruz”

     Müziğin kültürlerin ruhunu taşıyan en güçlü unsurlardan biri olduğunu ifade ederek, ”Çalgı yapımı gibi hem el sanatını hem de müziği buluşturan atölyeler, kültürel süreklilik açısından büyük önem taşıyor. Biz Bornova Belediyesi olarak, yerel kültürümüzü yaşatacak ve geleceğe taşıyacak her çalışmanın yanındayız. Dramalılar Köşkü gibi tarihî mekânlarımızda bu tür etkinliklerin gerçekleşmesi, geçmişle bugünü buluşturmamıza olanak sağlıyor” dedi.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

  • İzmir Uluslararası Çoksesli Korolar Festivali başladı

    İzmir Uluslararası Çoksesli Korolar Festivali başladı

    İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Polifonik Korolar Derneği (TPKD) İzmir Şubesi iş birliğiyle bu yıl dördüncüsü düzenlenen İzmir Uluslararası Çoksesli Korolar Festivali, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) başladı. 22-25 Mayıs tarihleri arasında 75 farklı koronun katılımıyla düzenlenecek festival, ödül töreni ile son bulacak. 

    Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, 22-25 Mayıs tarihleri arasında yurt içi ve yurt dışından 75 koronun katılımıyla 4. İzmir Uluslararası Çoksesli Korolar Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Polifonik Korolar Derneği İzmir Şubesi iş birliğiyle düzenlenen festivalde farklı yaş gruplarından oluşan ve pek çok başarı elde etmiş korolar sahneye çıkıyor. Yoğun katılımın olduğu festival, 25 Mayıs Pazar günü düzenlenecek ödül töreni ile sona erecek. 

    Festivalin ilk günü korolar sahne aldı
    Oturumlar halinde düzenlenen festivalin ilk gününde Türkiye Polifonik Korolar Derneği İzmir Şubesi Çocuk Korosu, Güzelbahçe Bahçeşehir Korosu, Mev İz Korosu, Karşıyaka Lisesi Cumhuriyet Korosu, Ayvalık Sebahat Cihan Şişman Güzel Sanatlar Lisesi Korosu, Manisa Büyükşehir Belediyesi Çocuk Korosu, Arkas Bilsem Çocuk Korosu, Pev İlkokul Korosu, İzmir Özel Tevfik Fikret Lisesi Çoksesli Korosu, Alaeddin Yavaşca Güzel Sanatlar Lisesi Çoksesli Korosu, Aeterna Vox Deu, A Capella Gramofon, İzmir Ümran Baradan Güzel Sanatlar Lisesi Çoksesli Korosu, Chorus Line, Balçova Belediyesi Afife Sanat Çoksesli Korosu ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Çoksesli Korosu sahne aldı. 

    14 ayrı müzikal dalda ödül
    Festivalde yer alan korolar, birbirleriyle yarışmaksızın 14 ayrı müzikal dalda “Festival Değerlendirme Kurulu” tarafından değerlendirmeye tabi tutulacak ve aldıkları en yüksek puana ait müzikal dalda sanatsal olarak ödüllendirilecek. Alfabetik sıraya göre müzikal değerlendirmeler sonucunda verilecek ödüller şu şekilde olacak: ‘Çalgı Eşlikli Yapıt Yorumlamada Başarı Ödülü’, ‘Çocuk Şarkısı Yorumlamada Başarı Ödülü’, ‘Devinim, Koreografi ve Sahnelemede Başarı Ödülü’, ‘Diksiyon, Artikülasyon, Anlaşılırlık Başarı Ödülü’, ‘Entonasyon, Homojenlik ve Koro Tınısında Başarı Ödülü’, ‘Festivale Katılımda Başarı Ödülü’,
    Koronun Seviyesine Uygun Repertuvar Seçiminde Başarı Ödülü’, ‘Müzikalite-Müzikal Dinamiklerde Başarı Ödülü’, ‘Program Zenginliği ve Çeşitlilikte Başarı Ödülü’, Ritmik Beraberlik-Ritmik Uyumda Başarı Ödülü’, ‘Sololu Yapıt Yorumlamada Başarı Ödülü’, ‘Tür ve Stil Özelliklerine Uygun Yapıt Seslendirmede Başarı Ödülü’, ‘Ahmed Adnan Saygun Eseri Seslendirmede Başarı Ödülü’ ve ‘Yapıt Yorumlamada Koro-Şef Uyumu Başarı Ödülü’. 

    Festival Değerlendirme Kurulu’nda kimler var?
    Festival Değerlendirme Kurulu ise Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Seval Köse, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi/Besteci Prof. Dr. Hasan Uçarsu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu Şefi Burak Onur Erdem, Emekli Müzik Eğitimi Öğretmeni TPKD İzmir Şubesi Başkanı/Koro Şefi İlhan Akyunak, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi/Koro Şefi Öğr. Gör. Dr. Atilla Çağdaş Değer, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi/Koro Şefi Öğr. Gör. Hediye Çiğdem Aytepe, İzmir Devlet Opera ve Balesi Orkestra Şefi/Besteci Tolga Taviş, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra Şefi/Piyanist/Besteci İbrahim Yazıcı, İrlanda MTU Cork School of Music-Opera Sanatçısı, Vokal Koçu, Sing Ireland Koordinatörü Ross Scanlon ve TRT İzmir Radyosu Çocuk Korosu Şefi Müge Sever’den oluşuyor.

     

     

     

    Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı